Solar elektrikli araçlar ve İTÜ’ye keyifli bir hafta sonu ziyareti

Otomobil ve taşıma araçlarının geleceği herkes tarafından merak edilir. Bir tartışmadır gider. Geleceğin tasarım araçları gerek fuarlarda gerekse medyada yer bulur ve meraklılarıyla paylaşılır.

Geleceğin araçlarıyla ilgili size bir fikir vermesi açısından aşağıdaki linkteki resimlere ve videoya (Çin’de geliştirilen tekerleksiz araç konsept’inin videosu için Catherine Hostert’e teşekkür ederim) bakabilirsiniz:

http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/36801-yasam-gelecegin-araclari-nasil-olacak-/1

https://www.youtube.com/watch?v=hQi_wjc22zg

Bir önceki yazımda sürekli fosil yakıtlarla ilgili alternatifler üzerinde çalışıldığını, benzinin dışında LPG (likit petrol gazı) ile CNG (yoğunlaştırılmış doğalgaz) gibi ürünlerin yakıt olarak kullanılmakta olduğunu ve Brezilya gibi ülkelerde araçlar için etanol kullanımının çok yaygın olduğunu belirtmiştim. http://serhansuzer.com/insanoglu-dogadaki-dengeyi-yeniden-nasil-saglayip-gelecegini-teminat-altina-alabilir/ linkinden ulaşabileceğiniz bu yazımda ayrıca dünyadaki araçların izleyeceği trendi şu şekilde sıralamıştım: Şimdiki fosil yakıtlı araçlar, hibrit araçlar, elektrikli araçlar ve solar elektrikli araçlar. Solar elektrikli araçlar bana göre son nokta olacaktır ve bu teknoloji sürekli geliştirilecektir. Solar elektrikli araçlarla ilgili son gelişmeleri birçok kaynaktan takip ediyorum ama özellikle www.solarchargeddriving.com web sitesini sizlere tavsiye ederim.

Solar elektrikli araçlar günümüzde daha yeni yeni sektör haline gelmeye başladı. Bu konuda halihazırda katedilmesi gereken daha çok yol var. Batarya sistemi, solar hücrelerin gelişimi, elektrik devreleri, motor, malzeme gibi daha birçok konuda sürekli gelişme kaydedilecektir. Bu gelişim sadece kara taşıtlarında değil aynı zamanda deniz ve hava taşıtlarında da gerçekleşecektir. Eninde sonunda gelecekte güneşten maksimum oranda faydalanan (hatta güneşli bölgelerde hiç elektrik şarjına ihtiyacı kalmayan) batarya sistemiyle fosil yakıtlı araçların maksimum gidebileceği mesafenin çok üzerine çıkabilen, karbon salınımı sıfır olan araçları görmemiz mümkün olacaktır. Ancak her alanda bu kadar hızlı gelişim nasıl sağlanacak diye bana sorarsanız, ben de size Ar-Ge çalışmalarına ağırlık vermek gerektiğini, bu aşamada özel sektör ve Ar-Ge kuruluşlarının ötesinde üniversitelerin büyük önem arz ettiğini söyleyebilirim.

Bundan yaklaşık 45 gün evvel İTÜ (yabancı okuyucularımız için belirtmekte fayda var: İTÜ – İstanbul Teknik Üniversitesi) Güneş Enerjisi Ekibi (web siteleri: www.itugae.com ) kaptanı Berker Beyazıt beni ofisimde ziyaret etti. Tam olarak beni nasıl buldu bilemiyorum ancak sade bir e-mail’la başlayan bu tanışma sonucunda güzel işbirlikteliklerinin temeli atıldı. Esasında Avustralya’da katılacakları bir yarışa (web sitesi: www.worldsolarchallenge.org ) sponsorlukla ilgili beni ziyaret etmişti. Ben de kendisine bizim CSP (Konsantre Solar Enerji) alanında faaliyet gösterdiğimizi, solar elektrikli araçların da fotovoltaik alanına girdiği için pek ilgilenemeyeceğimizi söyledim ve ardından ekledim: Yine de biz şahsen ve şirket olarak bütün güneş enerjisi teknolojilerine saygı duyuyoruz ve bu alanda bir şeyler yapmak isteyenleri yürekten destekliyoruz. Sponsorluk için her ne kadar söz veremesem de (Ocak 2013’te tekrar görüşeceğiz) yaptıkları çabayı manen destekleyeceğimi iletmiştim. Bu görüşmenin sonrasında bizi İTÜ’ye test sürüşü için davet etti. Ben de seve seve kabul ettiğimi ancak kendilerine faydası dokunacak bir grubu bir araya getirdikten sonra ziyareti gerçekleştireceğimi belirttim.

Birkaç kez erteledikten sonra eninde sonunda denk getirip 6 Ekim’de, bir cumartesi sabahı 10 gibi, güneşli bir günde İTÜ Maslak kampüsüne gittik. Solar Team diye adlandırdığım bizim grubun içinde Greenpeace eski Direktörü (bu sene Ağustos sonu itibariyle ayrıldı) ve eylül ayından itibaren yine önemli bir sivil toplum kuruluşu change.org’un Türkiye Direktörü Uygar Özesmi, ekolojinin önemli bir sesi haline gelmiş ve sürdürülebilirlikle ilgilenen herkesin takip ettiği EkoIQ dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Barış Doğru, güneş enerjisi sektöründe en büyük network’ü oluşturmuş sektörün en eskilerinden nam-ı değer Solar Baba Ateş Uğurel ve iRES şirketindeki ortağı Ufuk Keser, benimle birçok etkinliğe katılmış olan, bana göre Türkiye’nin en iyi belgeselcilerinden aynı zamanda da gazeteci Serkan Koç ve iletişim direktörümüz İpek Uralcan katıldı. Bizleri İTÜ Ayazağa kapısında İTÜ Güneş Arabası Ekibi Kaptanı Berker Beyazıt karşıladı.

Bizi İTÜ Maslak Kampüsünde kalabalık bir ekip olarak karşıladılar. Hepsi birbirinden parlak İTÜ öğrencileri bize kendi alanlarında sunum yaptılar. Gençlere her zaman destek olunması ve önlerini açmak gerektiğini savunan biri olarak, bu isimsiz kahramanları sizlerle paylaşmak istiyorum:

 

 

Gençler bize sonra demo programlarını tanıttılar. Açıkçası hiçbir zaman araba yarış oyunlarıyla aram iyi olmamıştır. Demolarını gönüllü olarak ben denedim ve pek başarılı olduğum söylenemez (gerçi arkadaşlara da ilettim, programın hız hissiyatında bir problem var). Birkaç denemeden sonra durumu kabullenip gerçek sürüşe geçtik.

Sonrasında bizlere sunum yaptıkları Maslak kampüsünde kendilerine ayrılan bölümden otoparkın olduğu bölüme geçtik. Otoparkın olduğu bölüm gerçekten enteresan bir yerdi. Bir tarafında İTÜ’nün stadı vardı ki biz bu test sürüşünü yaptığımız sırada İTÜ Amerikan Futbol Takımı antrenman yapıyordu (evet yanlış duymadığınız, son yıllarda Türk üniversitelerinde iyice popülerlik kazanmış Amerikan futbolu), diğer tarafta İTÜ’nün ilköğretim okulundan çıkan öğrenciler ve velileri. Bu enteresan ortamda otoparkta ilk test sürüşünü yine gönüllü olarak ben yaptım. Sonrasında grubumuzdaki birçok kişi bu denemeye katıldı. Bizler için daha rahat olması açısından arabanın üst kısmını (fotovoltaik hücrelerin olduğu dış kabuğu olmadan) açık birşekilde kullandık.

İşte o an:
 

 

Kanada’da okuduğum yıllarda bir ara go-karta merak salmıştım. Arkadaşlarla 2 haftada bir toplanıp go-kart yarışı yapmaya giderdik. Bu aracı kullanmak da esasında prensip olarak go-kart kullanmaya benziyordu. Gaz sağ ayak, fren sol ayakla yapılıyor. Aynı düzenek. Oldukça sessiz olan ARIBA 5 saatte 80 km’e hıza kadar çıkıyor.

Diğer test sürüşleri yapılırken yanımıza İTÜ’nün ilköğretim okulundan 8-9 yaşlarında bir çocuk ve annesi geldi. Aramızda şu şekilde bir diyalog geçti:

Anne: Bu nedir acaba?
Serhan: Solar elektrikli araç. Şu anda test sürüşü yapıyoruz.
Çocuk: Anne, bu araba mı?
Anne: Evet çocuğum, araba.
Serhan (çocuğa dönerek): Sen de büyü, üniversite çağına gel ve mühendislik oku, bu Güneş Enerjisi Ekibinin bir parçası ol ve bu tip arabaları yap.
Anne: Bunu İTÜ’lü gençler mi tasarlıyor?
Serhan: Evet. Gördüğünüz gibi Türkiye’den çok parlak gençler çıkıyor. Sizin oğlunuz da bunlardan biri olabilir.
Anne: İnşallah. Hayırlısıyla.
Serhan: Güzel bir gün dilerim, her zaman bekleriz (tabii her zamanki gibi ekibi sahiplendiğim ve kendimi bir anda Güneş Enerjisi Ekibinin bir parçası olarak gördüğüm için ağzımdan bu şekilde sözcükler dökülüverdi).
Anne: Sizlere de.

Sonuç olarak oldukça keyifli bir test sürüşü seansından sonra son bir kez bu anı ölümsüzleştirmek için arabanın başında resim çektirdik ve günü sonlandırdık. İşte size o anın resmi:

 

 

İyi niyet temennilerinden sonra İTÜ’den ayrıldık. Grupta olanların ortak düşüncesi aşağıda videosunu (Serkan Koç’a teşekkürler) bulacağınız bu etkinlikte gençlerin heyecanı ve pozitif enerjilerinin hepimizi olumlu etkilediğiydi. Tabii gelecekle ilgili iyimser olmamız için bir sebep daha doğmuştu. Maslak kampüsünün Ayazağa kapısından umut depolayarak ayrıldık. Hepimizin güneş enerjisi sektöründe daha yapacak çok işimiz var!
 

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için