Buz Adam Wim Hof metodu

Önceleri sosyal medyada görüp ilginç bulduğum için takip ettiğim Wim Hof’un eğitmenleriyle Avrupa Girişimciler Forumu’nda karşılaşınca hiç tereddüt etmeden bu etkinliğe yazıldım. Eğitimde nefes terapisi ve buz banyosu yaptıktan sonra olumlu yönde gelişen öngörüm, Wim Hof metodunu hayatımın bir parçası haline getirme fikrine dönüştü.

Bu yazımda size önce Wim Hof’tan, sonra Wim Hof metodolojisinden ve en sonunda da Avusturya’daki eğitimde neler yaşadığımdan söz edeceğim. Öncelikle Wim Hof’u tanıyalım.

Vikipedi’den aldığım yazının özetini aktarıyorum:

Wim Hof (d. 20 Nisan 1959; Sittard, Limburg, Hollanda), dünya rekorları sahibi bir ekstrem sporcu ve motivasyon konuşmacısıdır. Maceraperest ve gözü pek bir insan olarak bilinir. Aşırı soğuğa dayanma kabiliyeti nedeniyle çoğunlukla Buz Adam diye adlandırılır. Dünyanın en uzun buz banyosu dahil 9 dünya rekoru sahibidir.

Buz banyosunda en fazla kalma rekorunu kırarken çekilmiş bir görsel

Wim Hof son olarak Madrid, İspanya'da (2009) buza karşı dayanıklılık rekorunu tamamen buzun içerisinde 1 saat 42 dakika kalarak kırdı.


Şubat 2009'da, Kilimanjaro Dağı'nda şortla 2 günde zirveye ulaştı. Geri dönmesiyse tekrar 2 gününü aldı.

2009'da, Wim Finlandiya'da kutup dairesi içinde 28 Temmuz 2011 tarihinde -20 °C'ye yakın sıcaklıklarda 42.195 kilometre koşarak tam bir maraton tamamladı. Bunu sadece şort ve sandalet giyerek 5 saat 25 dakikada başarmıştır. Bu meydan okumayı Firecrackerfilms (BBC, Kanal 4 ve National Geographic için yapımcılık yapar) filme almıştır.

Eski karısından 4 çocuğu ve şu anki kız arkadaşından da 1 çocuğu vardır.

Şimdi eşi ve ailesiyle ilgili İngiltere’deki Daily Mail Gazetesi’ne vermiş olduğu bilgilere bakalım (bkz: https://www.dailymail.co.uk/news/article-10705695/My-wifes-suicide-broke-heart-ice-gives-peace.html). Bunları öğrenince buzla ilk tanışmasından bugüne uzanan öyküsünün temellerini çok net anlayacaksınız:

Wim Hof ilk olarak 17 yaşındayken, memleketi Amsterdam'da bir parkta yürürken buzlu suya adım atmak zorunda hissetti. Parktaki göletin üzerinde bir buz tabakası vardı. Wim bir anda ‘neden olmasın?’ deyip soyundu ve buzlu suya girdi. Artık geri dönüş yoktu.

“Nefesimi kesti ama sonrasında hemen bir sakinlik hissettim” diyor. Vahşi yüzme tutkunları muhtemelen bu duyguyla tanışıktır, ancak Wim işleri başka bir düzeye taşıdı.

O zamandan beri hemen her gün buzlu suda yüzüyor ve çocuklarını da aynısını yapmaya teşvik ediyor (görünüşe göre Hof evindeki rutin güne süper soğuk bir duşla başlamak).

Yöntemlerinin kalp atış hızını düşürerek, vücuttaki inflamasyonu azaltarak ve bizi iyileştirerek her türlü fiziksel ve zihinsel hastalığın üstesinden geleceğine, onun gibi hepimizi biraz insanüstü  kılabileceğine inanıyor.

Başarmaya adanmış olduğunu söylemek hafif kalıyor. Peki ama bu adanmışlık neye dayanıyor?

Web sitesinde, soğuk yüzme ve terapi arasındaki bağlantıyı fark etmesine neden olan şeyin 1995 yılında ilk karısının ölümü olduğunu söylüyor. Çok kısa özetleyecek olursak, kederiyle ancak kendini buza daldırarak baş edebileceğini fark etmiş.

Bugün ilk kez tam olarak anlattığı daha uzun versiyon ise insan dayanıklılığının sınırlarına dair yürek burkan bir hikaye.

Henüz 22 yaşındayken tanıştığı eşi Olaya 'hayatının aşkı' idi. Evliliklerinin ilk günlerinde eşi, Wim’in hafif bir depresyon olduğunu düşündüğü rahatsızlıktan mustaripti. Dördüncü çocuğunu doğurduğu dönemde ona şizofreni teşhisi kondu. 1995 yılında çocukları 7 ve 12 yaşları arasındayken bir binanın 8. katından atlayarak intihar etti. Bu trajik olay neredeyse Wim’i de öldürüyordu.

“Daha sonra kederimle ne yapacağımı bilemedim. İnsanlar ‘başsağlığı’ diliyordu. Ben başsağlığını ne yapacaktım?!”

“Kalbim kırılmıştı. Bu zihinsel bir şey olduğu kadar fiziksel bir şeydir. Bana huzur veren tek şey soğuktu. Soğuk, sert doğa çaredir, buna ikna oldum. Yaşamamıza ve kederimizin üstesinden gelmemize olanak tanır.”

Şimdi - bilim ve deneyimle donanmış olarak – “o zamanlar bu araçlara sahip olsaydı” karısının da kurtarılabileceğine inanıyor.

“O zamanlar tüm bunları bilmiyordum, bu yüzden onu kurtaramadım, ama bugün anlıyorum ki onu kurtarabilir, duruma müdahale edebilirmişim” diyor. “Şimdi, akıl hastalığı olan insanlarla çalışıyorum. İntihar düşünceleri olan insanlara yardım ettim. Karımın ölümü buna ilham verdi ve bu onun mirası.'

Tam adı Marivelle-Maria olan Olaya ile 1982'de Amsterdam'da bir gecekonduda tasasız, hippi tarzı bir hayat yaşarken tanıştı.

Aslen Pamplonalı bir İspanyol olan Olaya eğitimini yeni bitirmişti ve Wim’in bohem çılgınlığına bayılıyordu; Wim de onun tanıdığı en harika kadın olduğunu düşünüyordu. “Ona kelebeğim derdim” diyor. “Çok güzeldi ve herkesle konuşabiliyordu.”

Çift, daha önce deneyimledikleri her şeyi aşan bir bağa sahipti. “Bir yıl birlikte yattık ve seks yapmadık” diyor. Neden? Genişçe omuz silkiyor. “İhtiyacımız olmadı. Çok güçlü bir duygusal bağımız vardı. Bir bütündük.”

Ancak dört çocukla süslenen bu mutluluk tablosu eşinin şizofreni hastalığıyla bozuldu ve tüm yaşananlardan sonra 1995 yılında eşi kendini balkondan aşağıya atarak intihar etti.

Bu aşamada Wim Hof kendini en karanlık yerde bulduğunu ve sanki biri arabayla çarpmış gibi her şeyin durduğunu hissettiğini söylüyor. Bu büyük karanlıktan çıkabilmek için teselliyi buzda ve nefes terapilerinde buluyor. Sonunda kendi kendine keşfettiği bu metodoloji arınmasını sağlıyor ve hayata yeniden tutunuyor. Sonrasını da tarih yazıyor, Wim adeta efsaneleşiyor.

İlk görüşte kafadan çatlak diye tabir edebileceğiniz bu enerjik adamın söylediklerini dikkatli dinleyip uygulamaya başladığınız takdirde haklılık payının olduğunu anlamaya başlıyorsunuz.Benim de Wim Hof deneyiyim bu şekilde gerçekleşti. Önce bir şekilde sosyal medyada karşıma çıktı. Yaptıklarını ilginç bulduğum için takibe başladım.

İzlerken her seferinde kendi kendime “enteresan” diyordum ama uygulamayı ilk başlarda düşünmedim. Sonra Avusturya’da düzenlenen Avrupa Girişimcilik Forumu’nda Win Hof’un Avusturyalı eğitmenleri karşıma çıkınca kendi kendime “tamamdır, işte bu senin için bir fırsat” diyerek etkinliğe yazıldım. Etkinliğe katılmadan önce kendi çapımda bir araştırma yapmıştım. Wim Hof Metodu’nun bazı detaylarına hakimdim. Bu konuda web sitesinden aldığım kendi ifadesini direkt aktarıyorum:

Wim Hof ​​Metodu

En basit ifadeyle, Wim Hof ​​Metodu bedeninizi ve zihninizi en uygun doğal durumda tutmanın bir yoludur.

Evrimsel tarihimizin büyük bölümünde, acımasız bir doğal ortam bunu bizim yerimize otomatik olarak yaptı: sıfırın altındaki sıcaklıklar, esen rüzgarlar ve aç kurtlar kaslarımızı ve damarlarımızı esnek, zihinlerimizi keskin ve berrak tuttu.


Günümüze hızla dönelim ve sandalyelere bağlanmış olarak sıcak odalarda otururken vücudumuzun geri kalanı boşa giderken, telefonlar beynimizi yoruyor.

Sonuç olarak, bu doğal savunmalar artık yüksek alarm durumunda değil. Daha kolay hastalanıyoruz. Strese giriyoruz, uykumuz kaçıyor ve odaklanmadan veya enerjimiz olmadan uyanıyoruz.

Zamanla içinde yaşadığımız dünya ile ilişkimiz değişti. Yaşam tarzlarımız bizi doğal çevreden kopardı.

Bu kopukluk nedeniyle, asırlık hayatta kalma mekanizmalarımız artık tetiklenmiyor ve içsel gücümüzle bağlantımızı kaybettik.

Wim, onlarca yıllık kendi kendine keşif ve çığır açan bilimsel çalışmalar sayesinde, bu derin fizyolojik süreçleri harekete geçirmek ve tam potansiyelimizi gerçekleştirmek için basit ve etkili bir yol yarattı.


 

Nefes, soğuk ve bağlılık

Wim Hof ​​Metodu bizi kendimize, başkalarına ve doğaya yeniden bağlamakla ilgilidir ve üç güçlü temel üzerine kuruludur.

1) Nefes alma

Wim Hof ​​Metodu'nun ilk ayağı nefes almaktır. Her zaman nefes alıyoruz, ancak çoğunlukla onun muazzam potansiyelinin farkında değiliz. Artan oksijen seviyeleri, bir hazine hazinesidir ve Wim Hof ​​Metodu'nun özel nefes alma tekniği hepsini ortaya çıkarır: daha fazla enerji, azaltılmış stres seviyeleri ve patojenlerle hızla başa çıkan artırılmış bir bağışıklık tepkisi.


Otonom sinir sistemi tarafından düzenlenen, oksijeni solumak bilinçsiz bir süreçtir. Neyse ki bu bilinçsiz bir praksisdir (Praksis, kelime anlamıyla uygulama, aksiyon, pratiğin önemi gibi anlamlara gelmekte olan felsefi ifade. Amaç, sonuca ulaşmaya yöneliktir ve bu bedensel ve zihinsel çabanın ürünüdür.), aksi takdirde sürekli olarak bununla uğraşmak zorunda kalacağımız için bir ara veremezdik. Nefes alırken soluduğumuz oksijen miktarı, vücut hücrelerinize salınan enerji miktarını etkiler. Moleküler düzeyde bu, çeşitli kimyasal ve fizyolojik süreçlerle ilerler. Nefes almak, otonom sinir sisteminin kontrol edilmesi ve yönlendirilmesi için en kolay ve en araçsal kısmıdır. Aslında, nefes alma şekliniz vücudunuzdaki kimyasal ve fizyolojik faaliyetleri güçlü bir şekilde etkiler. Yıllar boyunca Wim Hof, vücudunu en uç koşullarda bile en uygun durumda ve tam kontrolde tutan özel nefes egzersizleri geliştirdi. Nefes alma tekniği, her şeyden önce, herhangi bir kuvvet kullanmadan derin nefes alma ve nefes verme üzerine kuruludur! Detayları Wim Hof’un resmi web sitesinde okuyabilirsiniz: https://www.wimhofmethod.com/breathing-exercises

2) Soğuk terapisi

Soğuk sizin yakın dostunuzdur ve Wim Hof ​​Metodu®'nun üç temelinden biridir. Soğuğa uygun şekilde maruz kalma, kahverengi yağ dokusunun birikmesi ve bunun sonucunda yağ kaybı, güçlendirilmiş bir bağışıklık sistemine kapı açan azaltılmış inflamasyon, dengeli hormon seviyeleri, iyileştirilmiş uyku kalitesi ve endorfin üretimi de dahil olmak üzere bir dizi sağlık yararı sunar. Beyinde doğal olarak ruh halinizi yükselten iyi kimyasallar salgılanır.

Son yıllarda, soğuk vücut terapisi çok sayıda sağlık yararıyla bağlantılı olduğu için ciddi bir popülerlik kazanmıştır. Soğuğa sık sık maruz kalmak, bir dizi farklı sağlık yararıyla bağlantılıdır. Örneğin, bilim adamları soğuğa maruz kalmanın metabolizmayı hızlandırdığına dair kanıtlar buldular. Vücudunuzu soğuğa maruz bırakmanın bir başka yararı da iltihaplanmayı, şişmeyi ve ağrıyan kasları azaltmasıdır. Bu nedenle, birçok sporcu, fiziksel egzersizden sonra iyileşmeyi hızlandırmak için buz banyolarını ve diğer soğuğa maruz kalma türlerini kullanır. Ayrıca, soğuk vücut terapisi aynı zamanda gelişmiş uyku kalitesi, daha fazla odaklanma ve hatta gelişmiş bir bağışıklık tepkisi ile bağlantılıdır. Detayları web sitesindeki ilgili linkte okuyabilirsiniz: https://www.wimhofmethod.com/cold-therapy

Soğuk, Wim Hof ​​Metodu'nun soğuk duşlar ve buz banyoları şeklinde uygulanan önemli bir bileşenidir. WHM Metodu’nu uygulayanlar, daha yüksek enerji seviyelerinden otoimmün hastalıkların neden olduğu semptomların hafifletilmesine kadar değişen sağlık yararları bildirmektedir.

3) Bağlılık

Wim Hof ​​Metodu®'nun üçüncü ayağı, diğer ikisinin temelidir: Hem soğuğa maruz kalma hem de bilinçli nefes alma, tamamen ustalaşmak için sabır ve özveri gerektirir. Odaklanma ve kararlılıkla donanmış olarak, kendi bedeninizi ve zihninizi keşfetmeye ve sonunda ustalaşmaya hazırsınız.

İrade ve özdenetim, başarılı ve mutlu bir yaşam için çok önemli faktörlerdir. Modern dünyada, birçok insan günlük rutinleri ve kalıpları takip etmeye alışkındır. Günümüz insanlarının alışılmış bir beyin geliştirdiğini söyleyebilirsiniz. Yavaş yavaş irademizi mi kaybettik? İrade gücünün miktarı her insan için farklıdır, ancak herkesin bir miktar iradesi vardır. İyi görünmek, kilo vermek, eğitim almak vb. için gerçekten çok çalışıyoruz. Çoğu insan kendisinin en iyi versiyonu olmaya çalışıyor. Ama gerçekten kendinizin daha iyi bir versiyonu olmak istiyorsanız, o zaman irade gücünü artırmak yapılacak en önemli şeylerden biridir. İrade gücünün eğitilebileceğine inanıyoruz. Bilimsel olarak desteklenen yöntemimizi uygulayarak iradenizi artırın. Önyargılı düşüncelerinizi bir kenara bırakın ve bugün başlayın!


Düşük iradeye sahip insanlar, uzun vadeli hedefler pahasına kısa vadeli hedeflere teslim oldukları için hayatta kötü seçimler yapma eğilimindedirler. Daha fazla iradeye sahip insanlar daha mutlu, daha sağlıklı, ilişkilerde daha tatmin edici, daha iyi kariyerlere sahip ve stresle, çatışmalarla ve olumsuzluklarla daha kolay başa çıkabiliyor. Yani irade gücünüzü artırmak size pek çok fayda sağlayacaktır. Tereddüt etmeyi bırakın ve vücudunuzun ve zihninizin kontrolünü elinize alın!

Wim tarafından öğretilen egzersizlerin tümü, özdenetim ile ilgili beceriler üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Odak noktanızı geliştirir, stres seviyenizi azaltır ve kendinizin daha fazla farkında olmanızı sağlar. Meditasyon ve bilinçli nefes alma yoluyla düşüncelerinizi, duygularınızı ve dürtülerinizi tanımlamadan veya onlara göre hareket etmeden gözlemleyebilirsiniz. Detayları web sitesinde okuyabilirsiniz: https://www.wimhofmethod.com/how-to-increase-willpower

Avusturya’da aldığım eğitim

Şimdi gelelim Avusturya’da aldığım eğitime. Bir matın üzerinde toplu halde aldığımız eğitimin ilk saatinde eğitmenlerin kendi hikayelerini ve neden Wim Hof metodunu seçtiklerini, eğitim alırken neler yaşadıklarını dinledik. Sonra yukarıda size aktardığım bilgileri daha detaylı bir şekilde bizlere aktardılar. Özellikle Wim Hof Metodu’nun üç temelinin faydaları üzerinde durdular. Bu güzel eğitimden sonra toplu halde nefes egzersizine başladık. Nefes egzersizinde neler yaşadığımızı kafanızda canlandırabilmeniz için aşağıdaki Wim Hof’un eğitim videosunu izlemenizi tavsiye ederim:


Özetle sabah saatlerinde 15 dakikalık hakkını vererek yapılan nefes egzersizinin bize akşama doğru 4 saatlik enerji verdiğinin altını çizdiler.

Buz banyosu

Nefes egzersizinden sonra buz banyosuna geçtik. Salonda bulunan girişimcilerin önemli bir çoğunluğu gönüllü olarak 2 dakikalık buzla doldurulmuş taşınabilir küvetlerin içine girdik. Ben de sanırım 3. sırada buz banyosuna giriş yaptım. 2 dakikayı zorlanmadan tamamladım. Çünkü şahsen soğuğu seviyorum ve normal hayatımda da soğuk duş alırım. Montreal’de okuduğum dönemde de soğuk beni hiç rahatsız etmedi. Kayak yapmak benim için yaşam tarzı.

Buz banyosundaki durumumu kafanızda canlandırmanız için aşağıdaki görselleri paylaşıyorum:

Normalde Türklerin sıcak iklimden geldikleri düşünülür, benim soğuğa bu kadar çabuk adapte olabilmiş olmam etrafta merak uyandırdı, buz banyosundan çıktıktan hemen sonra tebrikleri kabul ettim.



Buzun ardından ısınma hareketleri

Ardından işin püf noktalarından birini yaptık. Buz banyosundan çıktıktan sonra iç organlarımızı ısıtmak ve ortama uyum sağlamak için yanımda buz banyosuna giren iki kişiyle birlikte birkaç dakika boyunca eğitmenimizin hareketlerini takip ederek esneme ve ısınma hareketlerini gerçekleştirdik. Wim Hof’ta bu toplu yapılan hareketleri kafanızda canlandırmanız için aşağıda paylaşıyorum (aşağıdaki videonun başındaki hareketleri buz banyosundan çıktıktan sonra yapıyorsunuz. İlk başta komik gelebilir ama hakikaten işe yarıyor, vücudunuzu dengeliyorsunuz):
 


Bu da Wim Hof’un kendi orijinal versiyonu. Onun gibi sesler çıkarmak zorunda değilsiniz, kendi versiyonunuz olabilir ama bu hareketleri yaparak buz banyosundan sonra iç organlarınızı ısıtıp vücudu dengeliyorsunuz:


Sonuç olarak düzenli nefes egzersizi ve buz banyosu (veya soğuk duş) yaparak, bu metodolojiye bağlı kalarak fiziksel ve mental gücünüzü artırabilir, yaşam standartlarınızı yükseltebilir, hayatınızın kontrolünü ele alabilirsiniz. Tavsiye ederim.

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için