Avrasya bölgesinde yeşil hidrojen

17-18 Mayıs tarihlerinde İspanya Devleti'nin ev sahipliğinde “Green Hydrogen Organisation” tarafından düzenlenen Barcelona’daki Yeşil Hidrojen Asamblesi’ne hem konuşmacı hem de katılımcı olarak iştirak ettim. İyi ki de gitmişim. Kafamdaki resim netleşti. Bu yazımda yeşil hidrojenle ilgili bazı detayları aktarıp, konuştuğum panelde sorulan soruları ve verdiğim cevapları paylaşacağım.

Yeşil Hidrojenle ilgili ilk yazımı geçen sene “İklim değişikliğine karşı gizli kahraman: Yeşil Hidrojen” başlığıyla kaleme almıştım. Hatırlatmak için linkini paylaşıyorum: https://www.serhansuzer.com/tr/iklim-degisikligine-karsi-gizli-kahraman-yesil-hidrojen

Bu yazıda hidrojenin önemine değinirken kullanım alanı olarak şu bilgiyi paylaşmıştım: “Elektrifikasyonunun mümkün olmadığı alanlarda hidrojenin hammadde, yakıt, enerji taşıyıcısı ve depolama amacıyla kullanılması hedefleniyor. Sektör bağlamında ise hidrojenin özellikle sanayi, ulaşım, enerji ve bina sektörlerinde sera gazı emisyonlarını azaltma potansiyeli bulunuyor.”

Bu yazıyı yazdıktan yaklaşık 5,5 ay sonra Rusya’nın Ukrayna’yı işgali başladı. Bu işgalle Rusya tüm Batı dünyasını karşısına almış oldu. Karşılıklı restleşme ve yaptırımlarla Avrupa’nın enerjide bel kemiğini oluşturan Rusya gazının kullanılmaması hedefi kondu.

Rus gazı tedariki ciddi oranda azaltıldı ancak Avrupa’nın Rus gazına bağımlılığının kolay kolay çözülecek bir durum olmadığı da ortaya çıktı. Avrupalı ülkelerin Rusya’ya ait mal varlıkları dondurması ve nakitlere el koymasının ardından Rusya’nın “gaz almak istiyorsanız, Rus Bankalarında Ruble hesabı açıp bize Ruble üzerinden ödeme yapmanız gerekmektedir” kuralı getirmesi Avrupa’yı bir kez daha çaresiz bıraktı. Kimilerine göre yalnızca bu yıl sonuna kadar gaz stoğu bulunan Avrupa’nın, çok hızlı bir şekilde alternatifleri geliştirmeye çalıştığını gözlemlemekteyiz.

Alternatifler arasında Ortadoğu’dan gaz arzının artırılması (burada Katar, Abu Dabi gibi ülkelerle yoğun görüşmeler devam ediyor), Avustralya gibi uzak coğrafyalardan enerji ithalatının artırılması, ABD’den kaya gazı ithalatının artırılması ve hatta Venezuela gibi daha önce gözden çıkarılan ülkelerin tekrar denkleme dâhil edilmesi bulunuyor.

En güçlü alternatif: Yeşil hidrojen

Durum bu kadar vahimken Rus gazının yerini alabilecek en önemli alternatifin yeşil hidrojen olduğu dillendiriliyor. Yeşil hidrojen, ulusal güvenlik açısından Rus gazının ithalatının kesilmesi için önemli bir alternatif olmasının yanı sıra karbon salınımını sıfırlama vizyonuyla hareket eden ülkelerin sıkı sıkıya bağlanacakları bir enerji türevi olarak ön plana çıkıyor. Bir başka deyişle yeşil hidrojen karbon salınımını sıfırlamak için doğal gaz veya petrol gibi fosil yakıtların yerini alabilecek ve baz yükü sağlayabilecek en önemli enerji türüdür. Baz yükü günün her saati, istediğiniz zaman enerji üretebilme ve talebi karşılayabilmektir. Güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji tiplerinde güneş veya rüzgar olduğu zaman elektrik üretebiliyorsanız, güneş ve rüzgarın olmadığı saatlerde enerji üretebilmek için de ya güneşten ve rüzgardan fazla enerji üretip depolamanız gerekir (batarya sistemleriyle) ya da yeşil hidrojen, biyogaz veya jeotermal gibi enerji türlerinin enerji miksinde paylarını belli bir oranda tutmanız gerekir.

Hidrojenin 9 tonu

Esasında yeşil hidrojenin de kaynağının yenilenebilir enerji olması gerekir. Burada güneş ve rüzgar enerjisi ön plana çıkıyor. Bildiğiniz gibi sudan ayrıştırarak (elektroliz yöntemiyle) hidrojen üretmek için elektrik gerekiyor. Eğer elektriği yenilenebilir enerjiden üretirseniz buna yeşil hidrojen deniyor. Ancak farklı hidrojen üretim yöntemleri ve renkleri de mevcut. Periyodik tablonun ilk sırasında bulunan, 1 atom numaralı en hafif element olan Hidrojen, renksiz bir gaz olmasına rağmen yaklaşık 9 tane renk kodu ile birlikte tanımlanmakta ve literatürde bu kodlarla beraber kullanılmaktadır.

Hidrojene verilen bu renkler; hidrojenin üretildiği kaynağa, üretim yöntemine ve üretim sürecinde karbon salınımına göre sınıflandırma yapmak amacıyla kullanılmaktadır. Bu 9 renk kodunu paylaşmak isterim:

*bkz. https://www.tek-sis.com/tr/makale/9/hidrojenin-renkleri

 

Renk

Kaynak

Yöntem*

Üretim Sürecinde Çıkan Ürünler

Kahverengi

Kömür

Gazlaştırma

H2+CO2 (atmosfere salınır)

Siyah

Kömür

Gazlaştırma

H2+CO2 (atmosfere salınır)

Gri

Doğalgaz

Buhar Reformasyonu

H2+CO2 (atmosfere salınır)

Beyaz

 

Kendiliğinden doğada bulunur

H2

Mavi

Doğalgaz

Buhar Reformasyonu

H2+CO2 (yakalanır ve depolanır)

Turkuaz

Doğalgaz

Buhar Reformasyonu

(Metan Pirolizi)

H2+C (katı)

Kırmızı

Su

Elektroliz

H2+O2

Sarı

Su

Elektroliz

(Elektrik şebekeden çekiliyor)

H2+O2

Yeşil

Su

Elektroliz

(Elektrik yenilenebilir enerjiden elde ediliyor)

H2+O2

Pembe

Su

Elektroliz

(Elektrik nükleer santralden elde ediliyor)

H2+O2


Bana göre hidrojen üretiminin ya yeşil ya da beyaz hidrojenle yapılması gerekir. Beyaz Hidrojen doğada kendiliğinden bulunan hidrojen çeşididir. Beyaz hidrojeni bulmak ve verimli bir şekilde çıkarmak kolay değildir ve doğada sınırlı miktardadır. Yeşil hidrojen içinse su ve yenilenebilir enerji gerekmektedir. Bu da günümüz dünyasında oldukça mümkündür. Çünkü deniz suyu, güneş ve rüzgar gibi doğal kaynaklar dünyamızın her yerinde fazlasıyla bulunmaktadır. Karbon salınımını sıfırlayabilmek için doğal gaz ve petrolün yerini alabilecek potansiyele sahip yeşil hidrojen kullanımı çok önemli bir yere sahiptir. 



Şimdi gelelim bölgemizdeki yeşil hidrojen potansiyeline. Konuyu sizlere daha detaylı aktarabilmek için Yeşil Hidrojen Asamblesi'nin* ikinci gününde 18 Mayıs tarihinde “Doğu Avrupa ve Orta Asya’yı Karbonsuzlaştırma – Karışımın İçindeki Yeşil Hidrojen (Decarbonising Eastern Europe and Central Asia – Green Hydrogen in the Mix) başlıklı panelde sorulan sorulara verdiğim cevapları paylaşmak isterim:

1) Suyu nereden elde edersiniz?

Deniz suyu kullanımı tek alternatiftir. Türkiye’de şu anda kuraklık yaşamıyoruz ancak ileride, 5-10 sene sonra bu sorun baş gösterecek. O yüzden yeşil hidrojen üretimi için karada bulunan göl, nehir, dere, yer altı suları, şelale gibi sulara kesinlikle dokunmamak gerekiyor. Deniz suyu kullanıp tuzsuzlaştırma bana göre olması gereken tek alternatiftir. Karada bulunan suyu kullanmaya başladığınız vakit halkımız, oluşan kuraklık için hidrojen sektörünü suçlar, insanlık adına iklim değişikliği kaderimizi değiştirmek için çıktığımız yolda tam tersi bir reaksiyonla karşılaşırız, sektör kendi kendini baltalar.

2) Hidrojenin hangi rengini seçersiniz?

Hidrojenin tek doğru rengi yeşildir. Bana göre diğer hiçbir renkte hidrojen üretim yöntemine bakmamak gerekir. Doğayla barışık, iklim değişikliği tehlikesini ortadan kaldırmak için ihtiyacımız olan karbonsuzlaşmayı sağlayacak tek alternatif yenilenebilir enerji kaynağıyla üretilen yeşil hidrojendir.

3) Bölgedeki ülkeler hangi konularda işbirliği yapabilir?

Komşu ülkeler arası işbirliği birçok farklı alanda kurulabilir. Yenilenebilir enerjiyle üretilen elektriğin paylaşımı, deniz suyundan elde edilen suyun paylaşımı ve üretilen hidrojenin boru hattıyla diğer ülkelere ihraç edilmesi bunlardan sadece birkaçı.

4) Hidrojen sektörü nasıl başlar?

Arz ve talebi birbirine paralel bir şekilde oluşturduğunuzda başlar. Öncelikle arz tarafında yapılacak işler var. Off-grid, hibrit veya halihazırdaki güneş veya rüzgar enerji santrallerini dâhil ederek başlayabilirsiniz. Dâhil etmek derken burada birkaç alternatif var: Bu santralleri satın alabilirsiniz veya PPA (power purchase agreement - elektrik satın alma anlaşması) imzalayabilirsiniz. İşin yenilenebilir enerji tarafını hallettikten sonra denizden suyun tuzsuzlaştırılması (desalination plant) ve elektrolizör (sudan hidrojen elde etme) teknolojilerine yatırım yapmak gerekiyor. Bunları yaparken de yeşil hidrojenin doğal gazın bir alternatifi olarak satışına odaklanmanız gerekiyor. Talebi nasıl yaratabileceğinizi sonraki yazılarımda kaleme alacağım. Bir de tabii üretilen hidrojenin taşınması konusu var. Bu da başlı başına bir iş. Kamyonlarla, gemilerle veya boru hattıyla hidrojeni taşıyabilirsiniz. 

5) Bölgedeki ülkeler hidrojen sektörüne benzer yolla mı yoksa çok farklı yollardan mı giriş yaparlar?

Her ülkenin hidrojeni farklı kullanım alanları olacağı için farklı yollar gözlemleyeceğiz. Ülkelerin hidrojene giriş anlamında birbirini takip edecekleri kesin, ancak her ülke önceliklerine göre kullanım anlamında hidrojeni farklı yerlerde konumlayacaktır. Kimileri endüstrileri için, kimileri ağır vasıtalar için, kimileri doğalgazın alternatifi olarak, kimileri de gübre üretiminde kullanacaklar. Kullanım alanları arasında her zaman farklılıklar olacak, birden fazla kullanım alanı da olacak ancak her ülkenin kendi dinamiğine göre ağırlık verdikleri alanlar değişecektir. 

6) Sizce bölgedeki ülkeler hidrojen anlamında ihracatçı mı, yoksa ithalatçı mı olacak?

Ben dağıtık sistemlere çok inanan biriyim, bence bütün ülkeler önce kendi ihtiyaçlarını karşılamalı, sonra üretim fazlasını ihraç edebilir. Bence Avrasya dediğimiz bölge yani Doğu Avrupa ve Orta Asya’daki ülkeler uzun vadede ihracatçı olacaklar.

7) Avrasya bölgesi yeşil hidrojen hikâyesinde koyu renkli at mı olacak?

(Dark Horse – ‘koyu renkli at’ mecazı kullanılarak, ‘Avrasya hidrojen dengesini bozacak mı yoksa katkı mı verecek?’ anlamında soruluyor.)

Bence eğer hidrojen ekonomisini bir faytona benzetirsek, Avrasya bölgesi bu faytonu taşıyan kaslı atlardan biri olacak. Bunu hep beraber göreceğiz.

Umarım bu aktardığım bilgiler siz okuyucularım için faydalı olmuştur. Bu yazıda son olarak şunu da belirtmek isterim. Hidrojen dönemi başlıyor. Bu ülkemiz için de hem ekonomik anlamda faydalı olacak çünkü kendi kaynaklarımızla kendi hidrojenimizi üretebileceğiz ve doğalgaz ithalatından kurtulacağız, hem de tam tersi hidrojeni ihraç edebileceğiz. Enerji bağımsızlığını elde etmemiz de bana göre milli güvenlik meselesi. Umarım bu yeni döneme geçişi ülkenin menfaatleri doğrultusunda engellemeye ve geciktirmeye kalkanlar çıkmaz. Yenilenebilir enerjinin tüm memlekette yaygınlaşması için 10 senedir mücadele veriyoruz, ciddi aşamalar kaydettik ve her sene artan oranda büyüyen bir sektör yaratmayı başardık. Umarım hidrojen için de bu kadar çaba göstermemiz gerekmez, herkesin başından beri desteklediği bir sektör olarak gündemimize girer. 

 

* Merkezi İsviçre'de bulunan Green Hydrogen Organisation kuruluşunun Barcelona'da organize ettiği Yeşil Hidrojen Asamblesi'nin detaylarını görmek için Green Hydrogen Global Assembly and Exhibition | Green Hydrogen Organisation (gh2.org) linkine bakabilirsiniz.  

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için