Deprem bu kez baba yurdunu fena vurdu

Benim jenerasyonumdakilerin ilk kez depremle yüzleştiği 1999 Gölcük Depremi’nden bu yana yapılması gerekenleri söylemekten dilimizde tüy bitti. Bu konu beni öyle sinirlendiriyor ki blog yazmaya 2011 senesinde Van Depremi konusunu kaleme alarak başladım. Maalesef 24 senedir hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bana göre yüksek şiddetli depremlerde hâlâ bu kadar ağır kayıplar vermemizin ana sebebi ülkemizde ahlak bilincinin, eğitim sisteminin ve kültürel birikimimizin çökmüş olmasıdır.

Kahramanmaraş’ın Pazarcık İlçesi ile Gaziantep’in Şehitkamil İlçesi arasında kalan ve Maraş sınırları içerisinde yer alan Sofalaca mevkiinde 6 Şubat 2023 günü sabaha karşı 04.17’de, 7,7 büyüklüğünde, Anadolu tarihinin en büyük depremlerinden biri gerçekleşti. Deprem başta Kahramanmaraş ve Gaziantep olmak üzere Adıyaman, Hatay, Adana, Osmaniye, Kilis, Malatya, Şanlıurfa ve Diyarbakır illerini sarsmış ve oldukça büyük bir yıkım yaratmıştır. İlk deprem, Türkiye ve Suriye'nin yanı sıra Lübnan, Kıbrıs, Irak, İsrail, Ürdün, İran ve Mısır'ın da yer aldığı geniş bir coğrafyada hissedildi.

İlk depremin şoku atlatılmadan aynı gün (6 Şubat 2023) saat 13.24’te Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesine bağlı Ekinözü mevkiinde 7,6 büyüklüğünde ikinci büyük deprem gerçekleşti. Bu depremler Türkiye’nin yanı sıra Suriye’yi de etkiledi, başta Halep ve Afrin olmak üzere İdlib, Hama, Lazkiye ve Tartus  gibi çok sayıda Suriye kenti yıkıma uğradı.

En az 12.141 bina yıkıldı

Depremlerin ardından büyüklüğü 6,7 Mw’e kadar varan en az 1.972 artçı sarsıntı gerçekleşti. İşin kötü yanı, Kandilli Rasathanesi yetkilisi Doç. Dr. Doğan Kalafat’ın uyarısına göre bu sarsıntılar daha epey bir süre devam edecekti: “Artçı sarsıntıların en büyüğü 6,6, 45'e yakın 4'ün üzerinde deprem var. Artçı depremler yaklaşık 1 yıl sürecektir. O yüzden vatandaşlarımızın muhakkak hasarları binalardan kaçınmasını ve evlerine girmemesini diliyoruz.”

Tüm bu iki büyük deprem ve artçı depremleri yüzünden Türkiye'de en az 12.141 bina yıkıldı ve aralarında Gaziantep Kalesi, Şirvan Camisi, Malatya'daki Yeni Cami ve İskenderun'daki Latin Katolik Kilisesi’nin bulunduğu birçok tarihî yapı ağır hasar aldı ve kısmen yıkıldı. Türkiye'de depremler bin kilometrekarelik bir alanda 13,5 milyon kişiyi etkiledi. 99 ülke Türkiye'ye yardım teklifinde bulunurken 68 ülkeden 8.326 arama-kurtarma personeli deprem bölgelerine sevk edildi. Onlarca ülke ilk yardım malzemesi, teçhizat ve sağlık ekibi gönderdi.

Vahim görüntü ve haberler

Durumun ciddiyetini anlatabilmek için ilgili bazı haber ve görselleri (resimler ve videolar) aşağıda paylaşıyorum.

Deprem felaketinin vurduğu illerimizden drone görüntüleri:
https://onedio.com/haber/deprem-felaketinin-vurdugu-illerimizden-drone-goruntuleri-hatay-gaziantep-kahramanmaras-malatya-adana-1127381

Hatay’ın depremden sonra kuşbakışı görüntüleri:
https://www.instagram.com/reel/CoZ-vdvIs_n/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

Aposto Haberi:
https://www.instagram.com/p/CoXR8ahqvHk/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

Kahramanmaraş Deprem Anı:
https://www.instagram.com/reel/CoWqDnOonFo/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

Gaziantep – Adana Yolu:
https://www.instagram.com/reel/CoVTSpjgxVh/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

Tarihimizdeki büyük depremler

Merkez üssü babamın memleketi Gaziantep ve komşusu Kahramanmaraş arasında gerçekleşen bu yıkıcı depremlerle ilgili analiz yaparken sanırım meşhur deve söyleminin altını çizmek yanlış olmaz: Deveye “Neden boynun eğri?” diye sormuşlar, “Nerem doğru ki?” demiş. Hep aynı sorunları Türkiye’nin muhtelif yerlerinde tekrar tekrar yaşıyoruz.

Benim jenerasyonum ilk büyük deprem felaketiyle 1999 yılında Gölcük Depremi’yle tanıştı. Ardından aynı sene içerisinde Düzce Depremi’ne tanık olduk. Sonrasında sırasıyla yaşadığımız büyük depremler, 2011 Van Depremi, 2020 Elazığ Depremi ve aynı sene içinde İzmir Depremi ve en sonunda da 2023 senesinde geçen hafta yaşanan Kahramanmaraş-Gaziantep Depremi. Tabii arada bir sürü irili ufaklı başka depremler de oldu. Sonuç itibarıyla Türkiye'nin bulunduğu coğrafya, 1500’lü yıllardan itibaren çeşitli zamanlarda 7 ve üstü büyüklüğünde 23 depremle sarsıldı (bkz:
https://www.ntv.com.tr/galeri/turkiye/turkiyeyi-sarsan-depremler,et--9cWd7EeXI5-hW7XMoA/dyzNRvADNkK4OisxNXQEQQ)

Hep tekrar eden döngülere örnekler

Tüm bu yaşanan depremlerden sonra sürekli aynı sınava girip sınıfta kalan öğrenci misali içinden çıkılmayan döngüleri tekrar tekrar yaşıyoruz. Size kendini sürekli tekrarlayan bu olaylardan bazı örnekler vereyim:

– Her depremde kibrit kutusu gibi yan yana dizilen kötü betonarme binaların çok kolay yıkılması ve insanların bu yıkıntıların altında can vermesi sonucu binlerce kayıp verilmesi. Kumdan yapılan kaleler misali bu son depremde çok kolay yıkılan binalara iki örnek (böyle yıkılan binlerce bina olduğunu hatırlatmak isterim):
1) https://www.instagram.com/p/CoXy3uMMYCB/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D
2) https://www.instagram.com/reel/CoU9yziIsBP/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

– Aynı şiddetli depremler Japonya’da olduğu zaman orada neredeyse hiç kayıp verilmemesi ve aradaki tek farkın Japonların depreme dayanıklı bina yapmaları ve şehirlerini depreme ve diğer afetlere göre planlamaları. Örnekler:
• Japonya’da yaşanan 9 şiddetinde deprem: https://www.instagram.com/reel/CnBWGwvASmD/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D
• Japonya Türkiye kıyaslaması: https://www.instagram.com/reel/CoZhhRqqHRr/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D
Japon toplumu depremle nasıl yaşıyor?
http://cuts2.com/wlXxn

– Depremlerde en çok yeni yapılan binaların etkilenmesi. Eski binaların birçoğunun da yerinde sapa sağlam durmaları (hiçbir şey olmayan binaların büyük çoğunluğu eski tarihlerde inşa edilmiş 2-3 katlı evlerdir). Deprem hesaplarıyla inşa edilen eski yapıların mimarlarının örnek gösterilmesi.
• Mimar Sinan’ın inşaat teknikleri: https://www.instagram.com/reel/CmmRWMANH_7/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

– Bazı ikonik yapıların da yıkılmış olması ve bunun o bölgeyi tanıyan ve sevenlerde yarattığı hayal kırıklığı.
• 6 Şubat Depremlerinde yıkılan ikonik yapılar:
https://www.instagram.com/p/CoW4aA5Mw-O/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D
• Bölgedeki bazı ikonik yapılar (öncesi ve sonrası):
https://www.instagram.com/p/CoZIdtkoBIy/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D
• Gaziantep Kalesi:
https://www.instagram.com/p/CoUsII2tELj/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

– Her yaşanan depremde veya sel, orman yangını ve heyelan gibi herhangi bir afet sonrası, müdahale konusunda her aşamada (arama kurtarma, insani yardım ve psikolojik destek) tam bir kaos yaşanması. Daha evvel tatbikatları yapılmadığı için ne yapacağını bilmeyen kamu yetkilileri, nerede ne görev yapacağını bilmeyenler, STK’ları sürece nasıl dâhil edeceğini bilmeyen görevliler, bağrış çağırışlar, insanların yüksek sesle tartışmaları vb. Afetlerde çalışanların bizzat sahada tanık olduğu bu sorunla ilgili geçenlerde çıkan özet bir yorumu paylaşmak isterim: https://t24.com.tr/yazarlar/hayri-cem-haftalik/afetlerde-koordinasyonsuzluk-kaos-yaratir,38592

– Tüm bu kaosun ortasında zamanla yarışan arama kurtarma ekiplerinin büyük çabaları:
• AFAD: https://www.instagram.com/reel/CoWq3a7gjXC/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

– Afetlerde o bölgede yaşayan tanınmış kişilerin acı çığlıkları sonucunda yaşanan drama dikkat çekilmesi veya bazı tanınmış kişilerin bizzat veya yakın akrabalarının enkaz altında kalması:
• Eski futbolcu ve Hatayspor teknik direktörü Volkan Demirel’in ağlayarak yardım istemesi:
https://www.linkedin.com/feed/update/urn:li:activity:7028278364322902016?utm_source=share&utm_medium=member_ios
• Eski futbolcular Volkan Demirel ve Gökhan Zan’la ilgili çıkmış haber:
https://www.hurriyet.com.tr/sporarena/volkan-demirel-hatayda-gozyaslari-icinde-seslendi-allah-rizasi-icin-yardim-edin-42215704
• Yardım çağırısı yapan bir iş insanı:
https://www.linkedin.com/posts/ziyayilmaz_deprem-yardaftm-destek-activity-7029326989245263872-Q2qr?utm_source=share&utm_medium=member_ios
Enkaz altında kalan ve hâlâ bulunamayan Hataysporlu futbolcu Christian Atsu:
https://www.instagram.com/p/CoWnUp7riFK/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

– Hepimizin en hassas noktası olan çocuklarla ilgili yaşanan dram ve yapılan bildirimler:
• Depremden sonra çocuklar için ne yapabilirsin?
https://www.instagram.com/p/CoVNcgNL9Ag/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

– Her afette ortalıkta dolaşan “şuna ihtiyaç var” listeleri (bu yüzden gereksiz ayni yardımlar birikme yapıyor veya ihtiyaç olan bir ürün yerine bir türlü ulaşmayabiliyor). Size benzer dönemlerde yayınlanan iki örnek:
1) https://www.iklimhaber.org/afad-deprem-bolgesi-icin-oncelikli-ihtiyac-listesi-paylasti/
2) https://www.birgun.net/haber/ibb-den-afet-yardim-kampanyasi-ihtiyac-listesi-aciklandi-420348

– Vicdanını rahatlatmak için kimseye danışmadan afet bölgesine yapılan boşa giden ayni yardımlar (kıyafet, gıda vb.) veya gönüllüler sürece yardımcı olmak yerine yük oluyorlar. Bilinçsiz yapılan yardımlara örnek: https://www.instagram.com/reel/CohJDxjuZzU/?igshid=MDJmNzVkMjY%3D

– Bu ayni yardımlardan maddi çıkar elde etmeye çalışanlar (sizin yatacak yeriniz yok). Hemen güncel bir örnek verelim. Depremin vurduğu Hatay'da hasar gören evlerden hırsızlık yaptığı tespit edilen 40 şüpheli, gözaltına alındı. Depremzedelere gönderilen 6 TIR'lık gıda malzemesini, kendilerini insani yardım görevlisi olarak tanıtıp, çalan 2 şüpheli de yakalandı: https://www.halk54.com/deprem-yardimlarini-calanlar-yakalandi

– Her afette kahramanların ve hainlerin ilan edilmesi. Kahramanların ön plana çıkarılması ve bu kahraman gibi davranıp popülerlik kazanan ünlülerin soruna kökten bir çözüm getirmek yerine popülerlik oyununu oynamaya ve rating toplamaya devam etmeleri. Hain olarak yansıtılanların da ilk süreçte yerin dibine sokulmaları ancak bir süre sonra unutulmaları.

– Her depremde popülerlik yarışının başlaması. Herkesin ne kadar yardım yaptığını anons etmesi.
Örnek: http://cuts2.com/nOLNU

– Enkazda dinleme yaparken birilerinin gürültü yapması ve arama kurtarma ekiplerinin de ses çıkarmayın diye bağırarak uyarılarda bulunması. Gaziantep’ten bir örnek verelim:
https://www.youtube.com/watch?v=hzVOpRyeojA

– Tüm canlılara kötü davranılan bir ülkede, hayvanlara eziyet eden hatta eziyet ederek öldüren bir kültürün olduğu yerlerde, enkazın altında kalan insanları yine arama kurtarma konusunda eğitilmiş köpeklerin tespit edip kurtarılmalarını sağlamaları. Yani bu insanların (hepsinin değil ama bazılarının) hor gördükleri hayvanlar tarafından kurtarılmasının ortaya koyduğu acı çelişki.
İşte birkaç örnek...
• Arama kurtarma köpekleri:
https://www.instagram.com/p/CoYGF8wI_XG/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D
• Enkazdan hayat kurtaran köpeklerin sırrı, hiçbir teknoloji önüne geçemiyor: https://www.milliyet.com.tr/gundem/enkazdan-hayat-kurtaran-kopeklerin-sirri-hicbir-teknoloji-onune-gecemiyor-6900417
• Tam teçhizatlı arama kurtarma köpeği: https://www.instagram.com/p/CoiYAk4rOUd/?igshid=MDJmNzVkMjY%3D
• Depremde 6 kişinin hayatını kurtaran kahraman köpek Köpük: https://www.instagram.com/p/CoeSICCINYT/?igshid=MDJmNzVkMjY%3D
• Eğitimli arama kurtarma köpekleri: https://www.instagram.com/p/CoYGF8wI_XG/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

– İnsanlar gibi hayvanların da depremlerden dolayı hayatlarını kaybetmeleri, yaralanmaları ve acılar çekmeleri. Sahibinin ölmesi sonucunda sahipsiz kalan da binlerce hayvan ortaya çıkabiliyor:
• Adana’da sahipli golden bulmuşlar (Meyako):
https://www.instagram.com/reel/CoWvLASIJpV/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

– Her depremden önce depremleri hisseden hayvanların (özellikle köpeklerin) görüntüleri:
• Köpeklerin uyarısı:
https://www.instagram.com/reel/CoUtH31qXil/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D
– Kamu yetkilileri tarafından “Bu yıkılan binaların sorumlularından hesap soracağız” tarzında beyanatlar.
• Bakan Bozdağ’ın beyanatı: http://cuts2.com/KOrUD

– Yıkılan bazı binaların müteahhitlerinin tespit edilip günah keçisi haline getirilmesi (her depremde hain müteahhitlerin yüzü haline getirilen bir müteahhit mutlaka ortaya çıkıyor) ancak tüm yıkılan binaların müteahhitlerinin hayatlarının akışına devam etmeleri hatta müteahhitlik yapmaya devam etmeleri:
• Yıllar öncesinde dayanan bu sorunu anlatan 1976'da yayınlanan “Gülen Gözler” filminde Münir Özkul'un canlandırdığı Yaşar Usta'nın Müteahhit Yunus ile yaşadığı diyalog. Ustanın eleştirdikleri 47 yıl geçmesine rağmen hâlâ aynı durumda: https://www.instagram.com/reel/Coe_thJt91P/?igshid=MDJmNzVkMjY=
• Rönesans Rezidans'ın müteahhidinden herkesi aptal yerine koyan savunma: https://www.yenicaggazetesi.com.tr/cennetten-bir-kose-diye-satilan-ronesans-rezidansin-muteahhidinin-ifadesi-ortaya-cikti-628797h.htm
• Adıyaman'da, Hatay'da, Gaziantep'te, Şanlıurfa'da ölüm saçan müteahhitler tek tek yakalanıyor:
http://cuts2.com/DvPnL

– Bu kadar kötü bir ortamda tüm deprem bölgesinde görevlerini layıkıyla yapan ve binlerce insanın hayatını kurtaran bir belediye başkanı çıkıyor. 1999 Gölcük Depremi’nde bu kişi Kocaeli’nin Dilovası İlçesine bağlı Tavşancıl mahallesinin belediye başkanı Salih Gün’dü, bu depremde de Hatay’ın İlçesi Erzin Belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu oldu:
• Erzin Belediye Başkanı: Hiç taviz vermedim (Depremde hiç bina yıkılmadı): https://www.hurriyet.com.tr/gundem/depremde-hic-bina-yikilmadi-erzin-belediye-baskani-taviz-vermedim-42218397

– Her yıkıcı depremden sonra hijyen konusunda ciddi sorunların baş göstermesi ve salgın hastalık uyarılarının yapılması. Yaşanan tuvalet sorunu (her seferinde seyyar tuvalet ihtiyacı doğması), çöplerin bertaraf edilememesi, suyun olmaması (her seferinde su tankların bölgeye gönderilmeye çalışılması ve süreçlerin zaman alması), hijyen sorunundan dolayı yaşanan salgınlar. Türk Tabipler Birliğinin 6 Şubat Depremi’yle ilgili yaptığı bilgilendirmeyi paylaşıyorum: https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=0ec14fe2-a9fb-11ed-b4b5-486b41055497

– Her büyük depremde “Esasında bu depremi sömürgeci Batılı güçlerin elindeki teknolojiyle tetiklediler, bu ülkemize yapılan bir darbedir” tarzında saçma sapan komplo teorilerinin ortaya atılması:
• HAARP Teknolojisi: https://www.instagram.com/tv/CoUJsPXp0ql/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

– Yurdun her bir köşesinden gelen arama kurtarma ekipleri ve yurt dışından Türkiye’ye yardıma koşan onlarca farklı ülkeden gelen arama kurtarma ekiplerinin çıkarma yapmaları ve çok faydalı olmaları:
• Azerbaycan Kurtarma Ekibi:
https://www.instagram.com/p/CoVJoKQIltH/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D
• Alman Arama Kurtarma ekibinin doktorunun depremzedeyle diyaloğu:
https://www.instagram.com/p/Coe6d8TslYj/?igshid=MDJmNzVkMjY%3D
• Macar Arama Kurtarma ekibi Rönesans Rezidans’ın enkazından 12 kişiyi kurtardı: https://www.haberturk.com/macar-arama-kurtarma-ekibi-ronesans-rezidans-in-enkazindan-12-kisiyi-kurtardi-3564980

– Yurtdışında ülke olarak hakkımızda çıkan olumsuz ve iç karartıcı haberler:
• Nowthisnews Haberleri:
https://www.instagram.com/reel/CoYB_CaPaPj/?igshid=ZDFmNTE4Nzc=
• NY Times Haberleri:
https://www.instagram.com/reel/CoXeLQ7g294/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D
https://www.instagram.com/p/CofZhDpO-dl/?igshid=MDJmNzVkMjY%3D

– Yardım çalışmalarının yeterli olmadığını söyleyen mağdur depremzedeler haklı olarak başta AFAD olmak üzere kamu yetkililerini ve Türk medyasına kızıyor, sitem ediyorlar:
• Üç çocuğu ve eşi 3 gündür enkaz altında olan babanın haklı sitemi:
https://www.instagram.com/reel/CocH5IoDTzl/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D
• Medya sitemi:
https://www.instagram.com/reel/CoZbovnjFoM/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

– Yapılan tüm hataların depremzedelere yansımalarını anlatmaya çalışan, benzer travmaları yaşamış insanların uyarıları:
• 1999 depreminden sağ kurtulmuş İrem Aydemir’in mesajı:
https://www.instagram.com/p/Coeo5gHroVL/?igshid=MDJmNzVkMjY%3D

– Yaşanan her büyük depremin 1999 Gölcük Depremi’yle kıyaslanması veya beklenen büyük İstanbul depremine gönderme yapılması:
• Kahramanmaraş/Gaziantep Depremi vs. İstanbul Depremi: https://www.instagram.com/reel/Coa4_77KDBX/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

– Tüm bu olumsuzluklar arasında biraz olsun moral veren diyaloglar:
• Enkaz altındaki teyzeye moral veren arama kurtarma profesyoneli:
https://www.instagram.com/reel/CoYBBvDqSzt/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D
• Yaralıyla Ambulans hemşiresinin diyaloğu: https://www.instagram.com/reel/CoZ2TnLDczW/?igshid=ZDFmNTE4Nzc%3D

Tüm bu teşhisleri koyduktan ve yaşananları paylaştıktan sonra çözüm yollarına gelelim. Şunu hatırlatmak isterim. Tider’in (Temel İhtiyaç Derneği) kurucu başkanı (Mayıs 2010) ve Afet Platformu’nun da kurucularından biriyim ve aynı zamanda ilk dönem sözcüsüyüm (ve Ocak 2020’deki Elazığ Depremi’nde tüm STK’ları koordineli hareket ettirecek bir mekanizma oluşturalım fikrini veren/bu süreci başlatan kişiyim). Tider Türkiye’deki gıda bankaları aracılığıyla insani yardım faaliyetlerini  yoğun bir şekilde devam ettiriyor. Afet Platformu’ndaki değerli STK’lar da sahada ellerinden geleni yapıyorlar.

Devamı getirilmeyen hayati çalışmalar

Benim Afet Platformu’nda 6 aylık dönem sözcülüğüm sürecinde özellikle “afet olmayan dönemlerde yapacağımız çalışmalar ve hazırlıklar bizim afetlerdeki başarımızı (maksimum insanın hayatını kurtarmak ve sağ kalanların ihtiyaçlarını hemen karşılamak gibi) belirleyecektir” düşüncesini defalarca vurguladım. Buna omuz omuza verip birlikte çalıştığımız tüm arkadaşlarımız şahit.

O dönemde (Kasım 2020 - Nisan 2021) 5 proje başlattık ancak benden sonra maalesef bu projelere devam edilemedi. Hatta enteresan bir şekilde bu çalışmaları yapmamızı engellemek için bizzat uğraşan bazı STK yöneticilerine bile şahit oldum. Her şey yolunda giderken, kollektif disiplinle ciddi ivme kazanmışken, yanlış bilgilendirme ve yalanlarla oradaki çoğunluğu da arkalarına alıp ortalığı dağıtan, bizi rencide edip baştan koyduğumuz kuralları kendilerine göre değiştirip saf dışı bırakan bu hainleri Allah’a havale ediyorum.

AFAD’la da bu projelerin bazıları konuşuldu (gelin birlikte yapalım diye) fakat “Biz bunları yapıyoruz/yapacağız zaten” söylemleriyle bizleri başlarından savdılar. Açıkçası bunun için şahsen üzgünüm çünkü geçen 2 senelik zaman zarfında ciddi ilerleme kaydedebilirdik ve belki de binlerce kişinin hayatını kurtarabilirdik. Maalesef olan oldu ve bundan sonra önümüze bakarsak sakin kafayla oturup ciddi planlama yapmamız ve bu projeleri hayata geçirmemiz gerektiğini tekrar vurgulamak isterim. Yaratabilecekleri farklara ilişkin notlar eşliğinde söz konusu projeleri paylaşıyorum:

1) Risk Azaltma Haritası

Risk azaltma için gerçek zamanlı harita programının yazılması. Türkiye’nin her yerindeki her türlü afet riskini (deprem, sel, orman yangını, heyelan vb.) tüm resmi kurumlardan gelen bilgileri toparlayarak ve sahadaki milyonlarca gönüllümüz aracılığıyla herkesin anında internetten girip bakabileceği ve bulundukları bölgedeki riskleri görebilecekleri bir harita programı. Bunun için haritacılık konusunda uzman bir Amerikan yazılım şirketini de ayarlamıştım (bu yazılımı bedelsiz olarak yapmayı kabul ettiler). Eğer bu haritayı ortaya çıkarmış olsaydık, deprem riski taşıyan yerlerde tüm binaların da kontrolünü yaptıracaktık (Türkiye’deki tüm inşaat mühendisleri ve öğrencilerini kanalize edecektik). Benzer şekilde, örneğin bir yerde sel riski varsa ve binalar dere yatağına yapılmışsa o binaların yüksek riskli oldukları haritada gözükecek ve haritadan uyarıları yapacaktık (örnekler artırılabilir).

2) İlk Müdahale Ekipleri (İME)

Bu projeyi AKUT Vakfı üstlendi ve bu projeye çok önem veriyorlar. Nasuh Mahruki ve ekibi biliyorsunuz arama kurtarma işini gerçek anlamda profesyonelleştiren bir ekip. Onların görüşlerine göre arama kurtarmada ilk saatler çok kritik. Şu anda arama kurtarmada 100 saati geçti ve hâlâ mucizevi olarak insanlar kurtarılabiliyor ancak eğer bulundukları mahalle veya komşu mahallede İME ekipleri oluşturulmuş olsaydı çok daha fazla sayıda insan kurtarılabilirdi. Çünkü en yakın yerden (komşu vb.) birilerinin hemen yardıma gelmesi çok kritik, bu işin içinde her mahalleye çelik konteyner içinde gerekli alet/edevatı koymak da var. Depremden kurtulan İME timinin üyeleri ilk iş malzemelerin olduğu çelik konteynere geliyorlar ve protokolü başlatıp hiç vakit kaybetmeden arama kurtarmaya başlıyorlar. 10 ile yayılan bu afette bazı mahallelere AFAD 2-3 gün sonra girebildi ve maalesef bazı afetzedeler soğuktan (hipotermi) hayatlarını kaybettiler. Bu çok acı. İşte İME projesi çok daha hızlı müdahale için ideal. AKUT Vakfı da bu işin liderliğini yapmaya hazır (eğitim altyapısı, ilgili malzemelerin tedariki vb.).

3) Afet Eylem Planı ve Tatbikatları

Afetin meydana geldiği ilk saniyelerde yapılan bildirimlerden son ana kadar her şeyin planlanması ve standardize edilmesi. Burada tüm kamu kuruluşları ve akredite STK’lar birlikte hareket edecekler. Makinenin dişlileri gibi. Bu iş çok kritik çünkü benim de sahada deneyimlediğim şey hep bir kaos ortamı yaşanması, kimin ne yapacağını bilmemesi, sistemlerin geç kurulması ve ciddi verimsizlikler olması. Buna karşı alınacak önlem, her bir aşamanın detaylı planlanması ve her sene birkaç kez (mahalle/ilçe bazında) tatbikatlarının yapılması.

4) Bağışları Yönetme Platformu

Yapılan bağışların tek bir kanalda toplanması. Arz ve talebi gerçek zamanlı eşleştiren bir yazılım. Buna herkes entegre olabilecek. Kurumlar da (devlet kurumları, STK’lar ve şirketler vb.), bireyler de. Bağışı yapanlar bağışın nereye gittiğini tüm şeffaflığıyla görebilecek. İnsani yardım sistemlerini kurmuş biri olarak böyle bir yazılımın çok önemli bir ihtiyaç olduğunu söyleyebilirim. Bunu yapmaya çalışan ama tam olarak yapamayan bazı STK’lar var ama onların sistemleri çok primitif. Burada ciddi profesyonel, kullanıcı dostu ve herkesin kabullenip kullanabileceği bir sistem oluşturmak gerekiyor. Yoksa böyle feci afetlerde herkes panik halinde bağışlar yapacak, o bağışlar belki hiç ihtiyacı olmayan yerlere gidecek, yağmalanacak, diğer taraftan ise gerçekten ihtiyaç duyulan şeyler bir türlü yerine ulaşamayabilecek. Bir yerin ihtiyacı karşılandıktan sonra da oradaki tahtanın kapanması gerekiyor ki bağışlar fazladan yağmaya devam etmesin (etrafta gördüğümüz listelerin dolaşması ve birkaç kanaldan ihtiyaç kalmamasına rağmen ürün yağması gibi).

5) Psikolog/Psikiyatrist Atama/Yönlendirme Programı

Bu programı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’yla görüştük. Bakanlıkta ilgili departmandakiler sıcak baktılar ancak üst düzeyde (Bakan vb.) bir ilerleme kaydedemedik. Bahsettiğimiz bir yazılım. Bu yazılımda afetlerden sonra travması olanlara destek amacıyla sahada görev alan birçok psikolog ve psikiyatrist var. Bunların bazıları devlet tarafından atanıyor, bazıları da ilgili STK’lar aracılığıyla sahaya geliyorlar. Ancak aynı insani yardımda olduğu gibi sahada tam bir kaos var. Özellikle ilk birkaç gün görev almak üzere sahaya gelen psikolog ve psikiyatristler bir türlü işe başlayamıyorlar (onların sahada yaşadığı çilelere bizzat tanık oldum). Ancak yoğun çabalar sonucunda kendilerine bir yer bulabiliyorlar. Bu yazılımda ise STK’lar aracılığıyla gelen psikolog/psikiyatristlerin Bakanlığa akredite olması ve afet olur olmaz ilgili tüm kurumlar bilgilendirilerek bu kişilerin hiç vakit kaybetmeden sahadaki görevlerine başlamalarının sağlanması mümkün oluyor.

Tüm bunları söyledikten sonra özellikle depremlerde meselenin kökten çözümünün depreme dayanıklı binaların yapılması ve şehirlerin olası afetlere göre planlanmasından geçtiğinin altını çizmek isterim. Bu konuyu geçmişte de defalarca dillendirdim. Örnek olarak 3 sene önce kaleme aldığım “Deprem değil, binalar öldürür” başlıklı blog yazımı okumanızı tavsiye ederim:
https://www.serhansuzer.com/tr/deprem-degil-bina-oldurur

Bu sorunu çözmek için neler yapılması gerektiğini teknik olarak daha da detaylandırmak adına “Öldüren bina sorununu nasıl ortadan kaldırırız?” başlıklı bir sonraki yazımı da sizlere şimdiden duyurmak isterim.

Buradan 6 Şubat Depremi’nde hayatını kaybetmiş binlerce vatandaşımıza Allah’tan rahmet, sevenlerine de sabır diliyorum. Bundan sonra da olabilecek büyük depremlerin kayıplarını asgariye indirmek için elimden geleni yapmaya devam edeceğimin sözünü veriyorum.

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için