Türkiye’nin ilk Gıda Bankacılığı Zirvesi ile muhteşem başlangıç!

Geçtiğimiz hafta duyurduğum “1. Gıda Bankacılığı Zirvesi”ni gerek nicelik gerekse nitelik anlamında beklentilerin çok üzerinde bir katılım ve verimlilikle hayata geçirmiş bulunuyoruz. İlgili tüm kamu, özel sektör ve STK yetkililerinin değerli katkılarıyla; israfa son verme, sıfır atık, yoksullukla mücadele, canlı hakları gibi en temel konularda çok önemli adımlar atmanın onurunu yaşıyoruz. 

Muhteşem bir etkinliğe imza atmış olmaktan dolayı mutluyum, gururluyum. Bundan iki ay önce bu zirveyi gerçekleştirmeye karar verdiğimizde, organizasyon konusunda uzman olan yakın çevremizdeki hemen herkes sürenin çok kısa olduğunu ve bu dar zamanda böyle bir etkinliği toparlamanın çok güç olacağını dile getirdi. Onların haklı endişelerini rahatlatmak anlamında “otelin ve her şeyden önce bize yıllardan beri destek veren uluslararası ve ulusal firmaların hazır olduğunu” söyledim. Sonuçta yönetim kurulu benim ısrar ettiğim bu etkinliğe olur verdi ve organizasyona giriştik.

Zaman beni haklı çıkardı. Ocak ayında genel müdür değişikliği yapılmasına ve ekibin %30’unun değişmesine rağmen, halihazırdaki ekibin sağlam çalışması ve yıllardır omuz omuza verdiğimiz kuruluşlar aynı desteği bu etkinliktede vermelerinden dolayı organizasyonu hızlıca toparladık. Onlara yazının hemen başında can-ı gönülden teşekkürlerimi sunmayı borç bilirim: CarrefourSA, Chep, Barilla, Cargill, Procat, GEN3 Creative.

Gönüllülerimizin desteğinden bahsetmeden edemeyeceğim. Gönüllülük olmazsa sivil toplum da olmaz. Onlara verdikleri tüm profesyonel ve manevi destekleri için çok teşekkür ederim.

 

Gönüllülerimizle çektiğimiz bir kare


Yanımızda stratejik ortağımız Sürakademi’nin olması gücümüze güç kattı. Her biri birbirinden değerli Sürakademi profesyonellerine de çok teşekkürler.

Etkinliğimizin yeni sponsorları

Bir de bunların arasına son dönemde destekçilerimiz arasına katılan veya bu etkinliğin önemini hızlıca kavrayıp tam destek veren sponsorlarımıza da çok teşekkür ederim.

Öncelikle ana sponsorumuzdan başlayalım: Denizbank

Medya sponsoru: Doğuş Medya Grubu (NTV ve Star TV)

Mekân sponsoru: Ritz-Carlton, Istanbul

Organizasyon sponsoru: Coop Etkinlik Yönetimi

Teknik donanım sponsoru: Technichane

Sahne ve stant tasarımı sponsoru: Solution House

Araç sponsoru: Inter Limousine

Ayrıca bütün gün boyunca büyük çaba gösteren ve kusursuz sunumunu karşılık beklemeden yapan Sevgili Sevinç Satıroğlu’na da bizzat teşekkür ederim.

Son olarak kapanış konuşmasını pro bono olarak yapan Sevgili Özkan Zere’ye de şahsen teşekkür ederim.


Beklentimizi çok aşan katılım

Şimdi gelelim etkinliğe... Açıkçası kendi kendime ‘Bu ilk kez düzenlenen bir etkinlik, ilklere rağbet az olur, anlaşılmamız da zaman alacaktır; dolayısıyla etkinliğimize 100 kişi katılsa iyidir’ diye düşünüyordum. Oysa bize gelen resmi verilere göre katılan sayısı 200’ün çok üzerine çıktı. Hazırladığımız yaka kartları yetişmedi.

Salon saat 15.30’a kadar hıncahınç doluydu, ayakta izleyenler oldu. 15.30’dan sonra insanların trafiğe kalma endişesi salonun biraz boşalmasına sebep oldu. Yine de 18.30’da biten son panele hatırı sayılır bir kitle kalmıştı.

İşin özeti, Gıda Bankacılığı sisteminin tarafsız, şeffaf, dürüst ve sürdürülebilir şekilde işlemesi ve Türkiye’de yaygınlaşması amacıyla, Temel İhtiyaç Derneği ev sahipliğinde ve Denizbank ana sponsorluğunda düzenlenen “1. Gıda Bankacılığı Zirvesi”, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının geniş katılımı ile The Ritz Carlton Otel İstanbul’da gerçekleşti.

 

Açılış ve ilk konuşmalar

Zirvede dünyada ve Türkiye’de gıda bankacılığı modelleri, hukuki düzenlemeler ve sıfır atık kapsamı ile gıda bankacılığının ekonomi üzerindeki etkisi konuşuldu.

Bazı ufak tefek aksaklıklar dışında her şey pürüzsüz ilerledi. O sabah İstanbul’da çok sis vardı. Sabahki ciddi trafikten dolayı katılımcılar biraz rötarlı gelebildiler. O yüzden sabah 10’da başlaması planlanan etkinlik 10.30 gibi başlayabildi. Aşağıdaki programdan da görebileceğiniz gibi ilk açılış konuşmasını yönetim kurulu başkanımız Hande Tibuk yaptı.

http://www.gidabankaciligizirvesi.org/tur/program

Hande kısa, öz ve güzel bir açılış konuşmasıyla prensiplerimizden bahsetti. Daha sonra ben söz aldım. Önemli mesajlar içeren konuşmamın içeriğini sizlerle paylaşmak isterim:

 

  • Tarihçemizden başladım. 2010 senesinde 8-9 gıda firması ve temsilcilerinin bu derneği kurduğunu ve başlangıç amacımızın elimizdeki artan ürünleri ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak olduğunu anlattım.
  • 2014 senesine kadar klasik gıda bankacılığı yaptığımızı, ancak 2014 senesinde modelimizi sadece ‘balık vermekten’ çıkarıp ‘balık verirken balık tutmasını öğretmeye’ çevirdiğimizi vurguladım.
  • Bütün yapımızı iki önemli vizyonumuzu entegre etmek üzerine kurduğumuzu belirttim:
    • İsrafı önlerken
    • İhtiyaç sahiplerinin kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlamak
  • Ardından TİDER Modelini tüm Türkiye’ye, 1.000’e yakın ilçemize yaymak istediğimizi sözlerime ekledim.


Zirvenin hedefleri

Sözlerime Türkiye’nin ilk ulusal gıda bankacılığı zirvesiyle neyi hedeflediğimizi anlatarak devam ettim (https://www.serhansuzer.com/tr/turkiyede-tarihi-bir-ilk-gida-bankaciligi-zirvesi linkinde bulabileceğiniz bir önceki blog yazımda da hedeflerimizden bahsetmiştim):

  1. Gıda Bankalarını özel sektör ile buluşturarak daha fazla ve düzenli bağış almalarını sağlamak,
  2. Gıda Bankalarının tarafsızlık, şeffaflık, dürüstlük ve sürdürülebilirlik ilkelerimizi benimsemelerini sağlamak (burada ayrı bir parantez açtım ve sistemi kendi menfaatlerine kullananlar olduğunu ve yapılan bağışlar üzerinden komisyon geliri elde eden sosyal girişim adı altındaki şirketlerin varlığından bahsettim. Maalesef manipülatif kişilerin oluşturduğu sahtekar yapılar, güven üzerine kurulu sivil toplum sektörüne ve işini düzgün yapan sosyal girişimlere ciddi zarar veriyor. Bu hastalıklı yapılarla sonuna kadar savaşacağımızın altını çizdim).
  3. Kamunun doğru bilgilenmesini sağlayarak, ilgili yasa ve yönetmeliklerin yakın gelecekte uluslararası standartlarda çıkmasına yardımcı olmak,
  4. Sisteme katkıda bulunan özel sektör temsilcilerine, bu işin manevi tarafının dışında “vergi matrahında düşme” gibi yasal çıkarlarının da olduğunu anlatmak ve onları daha fazla bağışa teşvik etmek,
  5. Gıda Bankacılığının tüm dünyada nasıl yapıldığını anlatarak farklı modelleri, uygulamaları ve teknolojileri Türkiye’deki gıda bankalarına gösterebilmek,
  6. Bu işe büyük emek veren gıda bankacılığı kuruluşlarını, özel sektör temsilcilerini ve kamu yetkililerini gündeme getirerek onları onurlandırmak ve teşekkür etmek,
  7. Yardım çalışmalarına emek verenleri bir araya getirmek ve herkesin ortak çabasını paylaşmak.


Sözlerimi “1. Ulusal Gıda Bankacılığı Zirvesi, vatana, millete ve insanlığa hayırlı olsun!” diyerek bitirdim.

Benim konuşmamdan sonra sözü Sürakademi genel sekreteri Murat Sungur Bursa aldı. Murat Bey, sürdürülebilirlik ve sosyal yardımlaşma alanındaki deneyimlerini paylaştı. Pratik örnekler verdi. “Gıda Bankacılığının efektif yapılmaması bütün sürdürülebilirlik faaliyetlerini anlamsız kılar: Dini ve kültürel geleneklerimize göre komşumuz aç yatarken bizim tok yatmamız caiz değildir. Günümüzde adalet duygumuzla hareket edeceğimize komşumuzu değiştirir hale geldik.” dedi.

Nemitz’den TİDER’i onurlandıran sözler…

Bu güzel konuşmadan sonra sözü Global Foodbanking Network’ün (GFN) yöneticisi Craig Nemitz aldı. O da tarihçemizden bahsetti ve GFN ile TİDER’in başından beri ne kadar uyumlu çalıştığını ve ilişkimize ne kadar önem verdiklerini dile getirdi. Ayrıca bizim GFN’in ilk kez düzenlediği inovasyon ödülünü kazanarak tarih yazdığımızı anlattı. Son olarak, ortak amacımızın açlık olmayan bir dünyada yaşamak olduğunu vurguladı.

Nemitz, sempatik ve pozitif kişiliğiyle önce açılış konuşmasında ardından da ilk panelde yaptığı yorumlarla hem gıda bankacığıyla ilgili teknik detayları anlatarak içeriği zenginleştirdi, hem de konuşmalara renk kattı.

Gelelim panellere... Panellerin hepsi birbirinden renkli ve bilgilendiriciydi. Yorumlarımı burada kısaca aktarmak isterim.   

Gıda bankacılığının mevzuata bağlanma gereği

İlk panelde GFN’in yöneticisi Craig Nemitz ve Birleşmiş Milletler FAO Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık konuştular. Moderatörlüğünü benim yaptığım panelde hem Birleşmiş Milletlerin Gıda Tarım Örgütü (FAO) hakkında hem de GFN hakkında bilgi aldık. Tüm dünyada faaliyetleri olan bu STK’ların israfa, yoksulluğa ve gıda bankacılığına bakış açılarını dinleme fırsatı bulduk. Ayrıca dünyanın dört bir yanındaki farklı modelleri de kıyaslama şansımız oldu. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) temsilcisi Ayşegül Selışık; Türkiye ile Orta Asya arasındaki proje işbirliklerine değinirken, Türkiye’de gıda bankacılığının bir sisteme oturtulması ve mutlaka zorunlu hale getirilerek mevzuata bağlanması gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca tüm bu sosyal yardımlaşma konularında bilinçlenme ve eğitimin önemine değindi.



İlk paneli izleyen kahve molasının ardından, genel müdürümüz Nil Tibukoğlu’ndan ve İK yöneticimiz Duygu Bekiroğlu’ndan ‘Destek Bulutu’ ve ‘Destek İK’ platformlarını dinleme fırsatı bulduk.

Bu sunumları izleyen öğleden önceki son panel “Türkiye’de Gıda Bankacılığı’nda Hukuki Düzenlemeler, Sıfır Atık ve Uygulamalar” başlığını taşıyordu. Moderatörlüğünü 2004 yılında ilk gıda bankacılığı kanununu çıkaran, TİDER’in de kurucularından olan eski milletvekili Aziz Akgül’ün yaptığı bu panelde kamudan değerli bürokratlar da yer aldı: Ticaret Bakanlığı, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetmeni Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Dr. Yakup Güzel, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Ali Fuat Karaman ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Sıfır Atık Envanter ve Eğitim Şube Müdürü Hülya Çakır… Hülya Hanım bakanlığın ‘Sıfır Atık Vizyonu’ ve ne yaptıkları hakkında, Yakup Bey de ticaret bakanlığının gıda bankacılığına bakış açısına dair birer sunum yaptılar. Ali Fuat Bey de bakanlığının sosyal yardımlaşmaya dair neler yaptığını ve gıda bankacılığına bakış açılarını anlattı.

 



Öğle yemeği arasının ardından İhtiyaç Haritası Kurucu Ortağı Mert Fırat ve Temel İhtiyaç Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hande Tibuk katılımı ile işbirliği protokolü imzalandı. Aynı şekilde IDEMA TİDER işbirliği anlaşmasını da İDEMA ve İhtiyaç Haritası’nın Genel Müdürü ve Kurucu Ortağı sevgili Güler Altınsoy’la imzaladık. İmzalardan sonra herkes güzel bir konuşma yaptı. Ben de şahsım adına İDEMA ile ilgili şunu dile getirdim: İhtiyaç Haritası ve İDEMA ile TİDER’in hep çok iyi anlaşmasını ve emek verenlerin kardeş gibi olmasının dışında benim kafa yapım “inovasyon yap, bana farklı bir şey göster, ciğerimi ye” şeklindedir. O yüzden bugün İDEMA gibi sosyal işlerde inovatif modellere imza atan bir kuruluşla işbirliği anlaşması imzalamaktan dolayı şahsen çok mutluyum.” dedim. 

 

Bu tarihi anlardan sonra bir sonraki panele geçildi.

Destekçilerimizin paneli

Gıda bankacılığına destek verenler panelinde gıda bankacılığına başından beri çok büyük destek veren CarrefourSA (Marka, Kurumsal İletişim Müdürü, Melis Karatay Ebin), Barilla (Müşteri Hizmetleri ve Talep Planlama Müdürü, Buket Yıldırım) ve CHEP (Kurumsal İletişim Müdürü, Serhat Enyüce) firmalarının yöneticileri konuştular. Bu panelin de çok değerli bir moderatörü vardı; Ekonomist Genel Yayın Yönetmeni Sevgili Talat Yeşiloğlu, bizi kırmayarak bu değerli konuşmacıların olduğu panelin yönetimini üstlendi. Herkes firmalarının Türkiye’de ve küresel alanda neler yaptığını paylaştı. Bu global firmaların gıda bankacılığına ne denli önem verdiğini ve yaptıklarını görünce insan hakikaten umutlanıyor. Ayrıca Zirve’nin ana sponsoru Denizbank’ın Tarım Bankacılığı Satış ve Performans yönetimi Grup Müdürü Serhan Hacısüleyman, yılda 750 bin ton buğdayın teknik ekipman yetersizliğinden israfa terk edildiğini ve bunun gibi çarpıcı israf kalemlerini azaltmak adına tarım bankacılığına verdikleri desteklerden ve yürüttükleri projelerden bahsetti.

Birbirini tamamlayan modeller ve ‘sıfır atık’

Bu panelden sonra moderatörlüğünü sevgili Dilara Koçak’ın (Beslenme Uzmanı, FAO Sıfır Atık, Sıfır Açlık Proje Destekçisi) üstlendiği; Hayata Sarıl, Deliler ve Veliler Derneği ve İDEMA/İhtiyaç Haritası gibi birbirinden değerli kuruluşların yer aldığı panele ben de TİDER’in Destek Market modelini anlatmak üzere katıldım. Aşevi ve toplum merkezi modellerini Sevgili Ayşe Tükrükçü ve Sevgili Ali Denizci kendilerine has tarzlarıyla anlattılar. Bu tarzın en sevdiğim tarafı samimi olmaları. Çok büyük zorluklar çekmiş ve ne olursa olsun hayattan kopmamış bu koca yürekli kişilerle aynı panelde konuşma yapmaktan dolayı şahsen memnuniyet duydum.

 

Harita bazlı hareket eden ve STK’cılığa dijitalizasyon modelini getiren İhtiyaç Haritası’yla, fiziksel modelle hareket eden TİDER’in sistemlerini birlikte çalıştırabileceğimizi ve her iki modelin birbirini nasıl tamamladığını anlattık. Güler, yaptıkları işleri açıklayarak sivil toplum dayanışmasının önemini ve birbirimizi nasıl tamamlayacağımızın altını çizdi. Bu arada bu panelin moderatörü Dilara Koçak, Türkiye’nin yetiştirdiği önemli beslenme uzmanlarından biri ve FAO’daki rolünün dışında kendisi TİDER’in de iyi niyet elçisi olarak bize birçok konuda destek oluyor. Son olarak tasarladığı alışveriş için kullanılan çantaların satışının TİDER adına yapılmasını sağladı. Sağolsun.

Kahve arasından sonra yapılan son panelde ise ‘Sıfır Atık Vizyonu’ konuşuldu. Bu panelin moderatörlüğünü Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa yaptı. Sürakademi’nin bizim stratejik ortağımız olarak destek vermesi ve Murat Bey’in etkinlik boyunca bizzat aktif rol alması bizleri mutlu etti. Sürakademi’yle stratejik ortaklığımızın güçlenerek tüm taraflara sinerji katacağını düşünüyorum. Panelde kendi alanlarında birbirinden değerli konuşmacılar yer aldı. Murat Bey’in açılış konuşmasından sonra TİDER Yönetim Kurulu Başkanı Hande Tibuk da bizim israfı önleme vizyonumuzu anlattı. Buna göre aşağıdaki matriksi sizlerle bir daha paylaşmak isterim:



Sonrasında Boğaziçi Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma ve Temiz Üretim Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Nilgün Cılız sıfır atık vizyonu için Boğaziçi Üniversitesi olarak neler yaptıklarını anlattı ve uygulamalarından bahsetti. HayKonfed Yetkilisi Nihal Aydın da operasyonlarından bahsetti ve hayvanların maruz kaldığı zulme değinerek daha bu konuda alınacak çok yol olduğunu belirtti. Hatta bununla ilgili bir video gösterimi yapıldı. Biyoder Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Nalçacıoğlu, Biyogaz ve kompostu anlatan güzel bir sunum yaptı. Yani bir başka deyişle konunun tüm tarafları; ‘Gıda Bankacılığı’nın çatı kuruluşu TİDER, Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu HayKonfed ve biyogaz ile kompost işinde olan firmaların sektörel derneği Biyoder ile ‘Sıfır Atık Vizyonu’ her yönüyle ele alındı.



Etkinlik Meander Consulting’in kurucusu Özkan Zere’nin konuşmasıyla kapandı. Kendisi insanlık üzerine derin felsefe içeren anekdotları bizlerle paylaştı. Gıda Bankacılığı Zirvesi gibi insanlık adına atılan adımların neden çok desteklenmesi gerektiğine dair söylemleriyle konuşmasını sonlandırdı.

Her panelin sonunda ve Özkan Bey’in konuşmasının sonrasında katılımcılara ve destekçilere teşekkür etmek namına plaketlerini sunduk. Toplu resimden sonra etkinlik sona erdi.  

Her yönüyle ‘Gıda Bankacılığı’na ve dolayısıyla insanlığa büyük katkı veren bu etkinliğin ikincisi 20 Şubat 2020 tarihinde yapılacak. Bunu da şimdiden sizlere duyurmuş olayım.

 

 

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için