T.B.M.M.’nin 100. Yılında farklı 23 Nisan kutlamaları

Bu sene farklı 23 Nisan kutlamalarına tanık olduk. Bunun iki sebebi var. Milli iradeyi temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasının üzerinden tam 100 yıl geçti. Bu milad tüm dünyayı etkisi altına alan küresel salgın dönemine denk geldi. Peki Türk Milleti nasıl reaksiyon verdi?

Öncelikle bundan tam 100 yıl önce neler oldu, bunu anlayalım.

23 Nisan'ın Türkiye'de ulusal bayram olarak kabul edilmesinin nedeni, 1920'de o gün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmış olmasıdır. Milletvekillerinin belirlenişi ve Ankara'ya gelişi çok kısa bir zamanda gerçekleşmiştir. Milletvekili seçimleri Atatürk'ün Ankara'da bir meclisin toplanacağını ve neden toplanması gerektiğini açıklayan 19 Mart 1920 tarihli bildirisiyle başlamış, yine Atatürk'ün 21 Nisan'daki genelgesiyle de meclisin açılacağı tarih duyurulmuş ve milletvekillerinin Ankara'ya gelmesi istenmiştir. 23 Nisan 1920'de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştır. O günkü ilk toplantıya daha önce belirlenen 337 milletvekilinden sadece 115'i katılabilmiştir (Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/23_Nisan_Ulusal_Egemenlik_ve_Çocuk_Bayramı).

Peki Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilan ettiği tarih olan 23 Nisan 1920’den sonra 23 Nisan nasıl resmi bayram ilan edildi, onu da anlatalım: 

Bu bayram, TBMM'nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan 23 Nisan Millî Bayramı ve 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılmasıyla, önce 1 Kasım olarak kabul edilen, sonra 1935'te 23 Nisan Millî Bayramı'yla birleştirilen Hâkimiyet-i Milliye Bayramı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin 1927'de ilan ettiği ve ilki Atatürk'ün himayesinde düzenlenen 23 Nisan Çocuk Bayramı'nın kendiliğinden birleşmesiyle oluştu. 1980 darbesi döneminde Millî Güvenlik Konseyi, bu bayrama resmî olarak "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" adını verdi (Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/23_Nisan_Ulusal_Egemenlik_ve_Çocuk_Bayramı).

23 Nisanın çocuklarla özdeşleşmesinin de hikayesini anlatalım:

Bu tarihin çocuk bayramı olarak kutlanmasındaki en büyük pay Himaye-i Etfal Cemiyeti’ne, yani daha çok bilinen ismi ile Çocuk Esirgeme Kurumu’na ait.

Cemiyetin kurucusu olan ve uzun yıllar genel sekreterliğini yapan Doktor ve milletvekili Mehmet Fuat Bey, 1922 yılı başlarında Meclis’e bir öneride bulundu. 23 Nisan’da, Himaye-i Etfal Cemiyeti’ne ait pulların kullanılmasını istedi. Böylece, 1923 yılının 23 Nisan’ında çıkarılan pullar ile bayram kutlamalarından gelir elde edildi. O gelir de şehitlerimizin yetimleri için harcandı.

Takip eden yıl, bu kez de rozet satışı ile yardıma muhtaç çocuklara gelir sağlama imkanı bulundu. Hakimiyet-i Milliye gazetesi, olayı şöyle duyuruyordu: “Bugün yavruların rozet bayramıdır” Halka, bol bol bağış yapma çağrısında bulunan gazete 1926 yılında, 23 Nisan’ı “Türklerin Çocuk Günü” olarak tarihe not düşüyordu.

1927 yılı, adeta bir dönüm noktasıydı. Himayei Etfal Cemiyeti, 23 Nisan Çocuk Günü’nü, Çocuk Bayramı olarak kabul eden yönetim kurulu kararını aldı.

1929 yılında “Çocuk Haftası” ilan edildi. Türkiye’de 23 - 30 Nisan tarihleri arasındaki hafta artık çocuklarındı. Elbette, bayram 23 Nisan’da kutlanacak, ancak hafta boyunca çocuklar için şenlikler tertip edilecekti. 1933 yılında ise, artık bir günlüğüne de olsa bir çocuk cumhurbaşkanı vardı!

1935 yılına gelindiğinde resmi kanunla belirlenen “23 Nisan Milli Hakimiyet Bayramı” ve resmi olmayan “23 Nisan Çocuk Bayramı” ortaklaşa tören ve etkinlikler kutlanıyordu (Kaynak: https://www.trthaber.com/haber/turkiye/23-nisan-ne-zamandan-beri-bayram-olarak-kutlaniyor-23-nisanin-cocuklara-armagan-edilmesi-478655.html)

Sonuç olarak  Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin resmi bayramlarından biridir. Türkiye ve KKTC yanı sıra Kosova Cumhuriyeti'nde "23 Nisan Kosova Türkleri Milli Bayramı" olarak kutlanılır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından dünya çocuklarına armağan edilmiştir.

Ayrıca 1933'te Atatürk'le başlayan çocukları makama kabul etme geleneği günümüzde çocukların kısa süreliğine devlet kurumlarının başındaki memurların yerine geçmesi şeklinde devam etmektedir (Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/23_Nisan_Ulusal_Egemenlik_ve_Çocuk_Bayramı).

Bu sene Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı 23 Nisan 1920 tarihinin üzerinden tam 100 yıl geçmesinin coşkusunu ne pandemi etkiledi ne de yaşadığımız tüm ekonomik ve sosyal sorunlar. Herkes daha büyük bir coşkuyla kutlamayı gerçekleştirdi. Bu sefer meydanlara çıkarak değil de evlerinin penceresinden, balkonundan, terasından veya bahçesinden kutlamayı gerçekleştirdi.

Tabii böyle bir duygu seli patlamasının olacağı önceki haftadan belliydi. Birçok farklı mecralarda millet erken kutlamalara başladı, farklı videolar paylaştı ve 23 Nisan 2020 tarihinde saat tam 21:00’de bu kutlamaya herkes birbirini davet ediyordu. Bu davet videoları arasındaki açık ara favorim Sevgili Dostum Serkan Koç’un birbirinden tatlı kızı Mercan ve oğlu Göknar’ın videosuydu. Hatta bu videoyu sosyal medya mecralarımda şu başlıkla paylaştım:

Prenses Mercan ile Yanakların Efendisi Göknar’ın 23 Nisan Mesajı!

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun!

TBMM tam yüz yıl önce kuruldu. Ne mutlu bizlere ki bugünleri görmek nasip oldu.

Sevgili Dostum Serkan Koç’un tatlı çocukları Mercan ve Göknar’ın söylediği gibi “Her balkon, bir meydandır.”

İşte her seferinde büyük bir keyifle izlediğim o video:

 

Sonrasında 23 Nisan 2020’de saat tam 21:00’i gösterdiğinde ortaya muhteşem görüntüler çıktı. İşte bu görüntülerden bazıları:

https://www.youtube.com/watch?v=2KTFRhUZ_bQ

https://www.dailymotion.com/video/x7thck0

https://www.msn.com/tr-tr/video/hava/balkonlarda-23-nisan-coşkusu/vi-BB1364bQ

Peki ben mi ne yaptım? Evde “Casa de Papel” dizisinin son bölümünü izlerken televizyonu kapattım. Balkonun kapısını açtım. Bahçeye yerleştirdiğim mamaları yiyen kirpi ve kedilerle göz göze geldik. Onları rahatsız etmemek için bahçeye çok çıkmadım. Yan taraftaki komşum ailesiyle birlikte büyük bir coşkuyla bağırıp marş söylüyorlardı. Tebessümle onları dinledim ve içimden şunları geçirdim:

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ikinci yüzyılında tüm dünyada pozitif anlamda etkisini gösteren insanlığa ve tüm canlılara büyük katkısı olan güçlü ve dinamik bir yapıya kavuşacağız. Büyük önder Atatürk’ün açtığı yolda her zaman üzerine koyarak yolumuza devam edeceğiz.

Bu pandemiden de hem ülke olarak hem de kendi adıma güçlenerek çıkacağız. Buna hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

 

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için