43. yaş günümün analizi: Aydınlığı çağıran karanlık

Gerek küresel, gerek ülkemiz açısından, gerekse kişisel olarak afetler, acılar, sıkıntılarla dolu bir yılın sonuna yaklaşırken, 43. yaş günümde tüm bu üzücü olayların yanı sıra aynı zamanda olumlu ve yapıcı gelişmeler yaşandığını görebilmek umut verici. Bir yanda karanlık, diğer yanda yaklaşan gün doğumu… İşte geride bırakmak üzere olduğumuz yılın kısa bir değerlendirmesi…

Hayatımın en ilginç doğum günlerinden birini yaşadım. Tam da 2. dalga sebebiyle yeni yasakların yürürlüğe koyulduğu bir zamana denk geldi.

2020 birçoğumuz için dibin dibinin dibini gördüğümüz bir yıl oldu. Buna ben de dahilim.

Kendi perspektifimden baktığımda 2020 senesinde yaşadığımız doğal afetler, insan eliyle ortaya çıkmış afetler, hayatımla ilgili şahsi afetler ve afetlerin afeti salgın hastalıkla mücadele eden insanlık…

Yani bu yıl her açıdan katmerli bir afet yılı oldu.

Önemli değil. Ben elimden geleni yapıyorum ve geleceğe umutla bakıyorum.

Bir tarafta Elazığ depremi, Van Depremi, Edirne’deki mülteci krizi, Giresun’daki sel, İzmir’deki deprem…

Diğer tarafta 23 STK’yla birlikte kurduğumuz ve ilk dönem sözcüsü olarak seçilip görev aldığım Afet Platformu.

Pandemi döneminde sosyal yardım çalışmaları

Bir tarafta afetlerin afeti Covid-19 pandemisi ve tüm dünyada yaşanan inanılmaz boyutlara ulaşmış sıkıntılar…

Diğer tarafta TİDER’in toplamda 200.000’den fazla aileye yardım etmesi ve Afet Platformu’nda bulunan tüm kardeş STK’ların bu süreçte büyük katkıda bulunması. Esas önemlisi aşının bulunduğuna dair duyuruların yapılmış olması ve artık tünelin ucundaki ışığı görüyor olmamız.

Bir tarafta ülkemizde ve dünyada yaşanan ekonomik kriz…

Diğer tarafta ülkemizde atılmaya başlanan doğru adımlar ve ABD’deki siyasi değişim.

Bir tarafta hazmetmesi çok zor olan şahsen yaşadığım haksızlıklar ve karşılaştığım sahtekarlıklar…

Diğer tarafta her birine karşı kullanmaya başladığım hukuki haklarım.

Bu liste uzar da uzar. Şimdilik burada duruyorum.

Söylemek istediğim, karanlığa karşı her alanda mücadelemiz sürüyor ve iyi haber; her bir cephede aşama kaydedilmeye başlandı. Geleceğe artık umutla bakabiliyoruz.

Hayatıma doğan yeni “güneş”

Doğum günümde ise uzun zamandır aklımda olan bir şey yaparak kendimi ödüllendirdim. Rüzgar enerji santralimizin bekçi köpeğinin oğlunu evlat edindim. Hep annemin, babamın ve arkadaşlarımın köpeklerini severdim, onlarla ilgilenirdim. Bu sefer hayatımda ilk defa kendi köpeğim oldu.

Hakikaten bir cins köpek satın almak yerine cinsi belli olmayan bu dünyalar tatlısı köpeği bağrıma basmak harika bir duygu, hem tipi hem de huyu güzel. Daha fazla detay vermek adına, ismini Sunny koyduğum bu harika köpeğin annesi Rottweiler kırması fakat ayıptır söylemesi babasını tanımıyoruz

İlginizi Çekebilir
Yorumlar ( 0 )
Bu yazı hakkında ilk yorumu siz yapın...
Yorumlarınız için